Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 252 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22486 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dilekçesinde; davalı ile 1998 yılında boşandıklarını, boşanma ilamı gereği davalıya 230 TL yoksulluk nafakası ödediğini; aylık masraflarının arttığını, buna karşılık davalının 01.04.2011 tarihinden itibaren sigortalı işe girip çalıştığını ileri sürerek; nafakanın kaldırılmasına, olmadığı takdirde 100 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava açmakta kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin asgari ücret dışında başkaca bir gelirinin bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, hükmedilen aylık 230 TL yoksulluk nafakasının, davalının yoksulluk durumunun ortadan kalkmış olması nedeni ile dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK’ nun 176/....maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.ince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.... ... Genel Kurulunun 07.....1998 tarih ve1998/ ...–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Hemen belirtmek gerekir ki; ... Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.....1998 gün, 1998/...–656 E, 1998/688 K. 26.....2001 gün 2001/...–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/...–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.Somut olayda; her ne kadar davalı kadının 01.04.2011 tarihinden sonra sigortalı bir işe girip çalıştığı tespit edilmiş ise de; aldığı maaş ile aldığı nafaka miktarı toplamı, onu, yoksulluktan kurtaracak miktarda değildir. Davacının ise, aldığı maaş miktarı gözetildiğinde nafaka ödeme gücüne sahip olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının gerçekleşmediği; ancak, davalının sigortalı çalışarak elde ettiği gelirin, ödenmekte olan nafaka miktarının tayininde etken olduğu gözetilip, nafakanın hakkaniyet ölçüsünde bir miktar indirilerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde ödenmekte olan nafakanın tümden kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.