Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2501 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17793 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 17/06/2013NUMARASI : 2012/327-2013/655 Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakasının son olarak 06.08.2010 tarihinde açılan dava ile 300 TL'ye arttırıldığını, ancak halen müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olmadığını iddia ederek, 1.000 TL'ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının çalıştığını ve gelirinin iyi olduğunu, kendisinin de yeniden evlendiği ve pek çok borcu olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 300 TL olan nafakanın dava tarihi itibarı ile 450 TL çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası DİE’nin yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının bekar olup, tezgahta simit satışı yaptığı, aylık ortalama 500 TL gelirinin olduğu, babasına ait evde ikamet ettiği, davalının ise havalimanında güvenlik görevlisi olduğu aylık 2000 TL civari maaşı ve 380 TL de kira geliri bulunduğu, evli ve 1 çocuğunun olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının gelir-gideri ile orantısız şekilde yüksek nafakaya hükmedilmiştir. Mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile DİE’nin yayınladığı ÜFE 12 aylık ortalama artış oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.