MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak aylık 700,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek, aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.HMK'nın 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak Anayasanın 36. Maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Davanın taraflarından habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi kural olarak mümkün değildir. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, hangi maddi ve hukuki sebeplerle karar verdiklerini gerekçelerine yans??tmalıdırlar.Açıklanan madde hükmü uyarınca; yargılamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilerek duruşmaya çağırılması ve taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Bu da çıkarılacak davetiyenin Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tebliği ile mümkündür.Somut olayda; dava dilekçesinin davalıya Tebligat Kanunu'nun 21.maddesi gereğince tebliğ edildiği ve yargılamanın davalının yokluğunda yapılıp sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.Kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap namına kendisine tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbirisinin adreste bulunmamaları veya tebellüğden imtina etmeleri durumunda yapılacak işlemler ve uygulanacak tebliğ usulü, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 29. ve 30.maddelerinde düzenlenmiş olup, 30. madde metninde "...muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclis üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırılarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalanması gerektiği" hükme bağlanmıştır.Somut olayda, davalıya duruşma gününü bildirir tebligat mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebeplerini bilmesi muhtemel kişilerden sorulup, gerekli araştırma yapılmamıştır. Bu sebeple mahkemece, yapılan yargılama usul ve yasaya ve özellikle açıklanan HMK’nun 27.maddesine uygun değildir. Mahkemece, davalının usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saatinden haberdar edilmesi gerekirken, yokluğunda yargılamaya devam edilerek, davalıya savunma hakkı tanınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, davalının bilinen en son adresine davetiye çıkartılıp usule uygun şekilde tebliğ yapılarak, taraf delilleri toplanıp, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurmak olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA 18.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.