Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2456 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15029 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 25/06/2015Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların evli olmalarına karşın davalı kocanın ayrı yaşadığını belirterek, davacı için aylık 1500 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının olumsuz tutum ve davranışları nedeni ile müvekkili davalının ayrı yaşamak zorunda kaldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 250 TL nafaka takdirine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Anılan hüküm Dairemiz'in 2014/10252 Esas, 2014/17053 Karar sayılı ilamı ile; "...davalı kocanın tesbit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırıdır" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile davacı için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline (bozma öncesi verilen 250 TL nafakanın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre, evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda; taraflar hakkındaki sosyal-ekonomik durumu araştırmasına göre, davacının ev hanımı olduğu, 320 TL kira ödediği; davalının ise Şeker fabrikasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, aylık 3000 TL civarında maaşının olduğu, kurum lojmaınında oturduğu ve ayık 375 TL kira gideri bulunduğu anlaşılmaktadır.Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tesbit edilen mevcut gelir durumuna göre, mahkemece takdir edilen nafaka miktarı çok az olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece; davalı kocanın tesbit edilen geliri ile orantılı olacak ve onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre davacı lehine daha uygun miktarda nafakalara hükmedilmesi gerekirken, az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.