Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2446 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7049 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2010/57-2013/580Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ile davalı M.. F.. vekili ve T.C. Adalet Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin murisi F. D. 'nin sağlığında ......... Noterde vasiyetname düzenlediği, bu vasiyetnamede murisin kendi isteği ile davacılar dışında mirasçı bulunan V. M. ve A. D. vasiyetinden mahrum bıraktığını; murisin ölümünden sonra vasiyetnamenin açıldığı ve okunduğunu, murisin vasiyetinden mahrum kalan diğer kardeşlerin vasiyetnamenin iptali için dava açtıklarını; yapılan yargılamada, vasiyetnamenin okuma yazma bilen kişilere has düzenlenen vasiyetname düzenlendiğinin anlaşıldığı; oysa, murisin okuma yazma bilmediğini, bu durum üzerine .. Noter'in davada dinlenildiği ve vermiş olduğu beyanında iş yoğunluğu nedeniyle böyle bir hatanın yapıldığını imzası ile beyan ettiğini;... Noter tarafından yapılan bu hata nedeniyle mahkemece murisin vasiyetnamesinin iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini; vasiyetnamenin iptal edilmesi nedeniyle, müvekkillerinin maddi ve manevi olarak mağdur olduklarını, yapılan bu hatadan dolayı davalıların ayrı ayrı sorumluluklarının bulunduğunu iddia ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile davalılardan ayrı ayrı 5.000,00'er TL manevi tazminat ile 45.000,00 TL maddi tazminatın, vasiyetnamenin düzenleme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile maddi tazminat taleplerini 287.754,42 TL'ye yükseltmiştir.Davalı T.C. Adalet Bakanlığı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davada hasım olamayacağını, müvekkili yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı M.. F.. vekili dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; ''Vasiyetnamenin usulüne uygun olmadan tanziminde davacılara atfı kabil kusur mevcut olmayıp, olan kusur vasiyetnameyi tanzim eden Noter M.. F..'dedir. Davalı Adalet Bakanlığı ise, kusursuz sorumlu durumundadır.Vasiyetnamenin iptali sonucu aleyhe vasiyetname tanzim olunan dava dışı diğer mirasçıların mirastaki dokunulmaz yasal miras hakları dışında kalan miktar kadar davacıların zararı mevcut olup, davacılar bu nedenle Noter M.. F.. ile istihdam eden sıfatıyla Adalet Bakanlığından bu miktarı maddi tazminat olarak talepte haklıdır.Dava Kahramanmaraş 4. Noterliğinin taraf olarak sıfatı mevcut değildir. Ayrıca, olayda manevi tazminat şartları da oluşmamış olup...'' gerekçesi ile 287.754,42 TL nin davalı Adalet Bakanlığı ile davalı M.. F..'den müteselsilen alınıp, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; Kahramanmaraş ...Noterliğine yönelik açılan davanın reddine ve manevi tazminat talebinin ise yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı T.C.Adalet Bakanlığı ve davalı M.. F.. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.1-Davalı Adalet Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dava şartları bir davanın esastan incelenip karar bağlanması için varlığı ya da yokluğu mutlak olarak aranan hususlar olduğundan bu şartlar davanın başında öncelikle incelenir.Bu çerçevede dava şartları, varsa ilk itirazlardan ve davanın maddi hukuka ilişkin olan haklılık sebeplerinden önce incelenir.Dava şartlarının hangi sıra ile inceleneceğine gelince, bir dava şartının yokluğu diğerlerinin incelenmesini gereksiz kılıyorsa, önce o dava şartı incelenmeli, daha sonra sırasıyla diğerlerine geçilmelidir.Bu çerçevede önce mahkemeye ilişkin dava şartları, daha sonra taraflara ilişkin dava şartları incelenmelidir. Eğer bu şartlar tamamsa, son olarak dava konusuna ilişkin dava şartları incelenir.Noterlerin gözetim ve denetimi, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 121-122. maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Noterler Birliği’nin görevleri arasındadır. Bu görevin, hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare’nin işlemi ya da eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden dikkate alınır. Buna göre, mahkemece; davalı Adalet bakanlığı yönünden, yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde (davalı Bakanlığın sorumluluğuna ilişkin) hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.2-Davalı M.. F.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Somut olayda, davacıların murisi tarafından Kahramanmaraş ....... Noterliğinin 26.05.2003 tarih ve 06956 yevmiye numarası ile düzenlenen vasiyetnamenin, Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.2007 tarih ve 2007/36-510 E.K. sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş, söz konusu hüküm 06.11.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Temyize konu iş bu dava 22.01.2010 tarihinde açılmıştır.HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde; “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de; işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre, verilen raporlar çelişkili ise; mahkeme, HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.Mahkemece benimsenerek, hükme dayanak alınan inşaat bilirkişi raporunda; vasiyetnameye konu taşınmazların (özellikle arsa vasfındaki taşınmazların) değerleri, vasiyenamenin iptali davasının kesinleşme tarihindeki mevcut imar durumları ve nitelikleri gözetilerek değil, dava tarihindeki ve inşaat yapılması varsayımına dayalı olarak belirlendiğinden; raporun yanılgılı değerlendirmeye dayalı ve denetime açık olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve aralarında emlakçı bir bilirkişinin de bulunduğu 3 kişilik uzman bilirkişi kurulu marifeti ile keşif de yapılmak suretiyle; davalı yanın itirazlarını da karşılayacak şekilde rapor alınarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, itiraza uğrayan bilirkişi raporuna itibar edilerek, yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.3- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Mahkemece; hükmedilen maddi tazminata; vasiyetnamenin iptali davasının kesinleşme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.Bozma nedenine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek duyulmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.