Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2446 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17666 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : MİLAS 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/177-2013/207Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davalı ile imzaladıkları 21.05.2007 tarihli harici satış sözleşmesi ile davalıdan taşınmaz satın aldığını, taşınmazın kararlaştırılan teslim tarihinin 31.05.2009 olmasına rağmen Haziran 2009 tarihi itibariyle taşınmazın halen inşa aşamasında olduğunu tespit ettiğini, 23.07.2009 tarihli ihtarname ile o güne kadar davalı şirkete ödemiş olduğu 85.000 Euro'nun %30'u olan 25.000 Euro'nun şirket tarafından kesilerek kalan 60.000 Euronun ödenmesi talebinde bulunmuş ise de, ödenmediğini ileri sürerek, 60.000 Euro'nun dava tarihindeki TL karşılığı olan 132.900 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuş, birleşen karşı davasında ise, sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirerek taşınmazı teslime hazır hale getirdiği halde davalının sözleşme gereği para ödeme yükümlülüğü tahakkuk edince sözleşmeyi yasal olmayan nedenler ile feshettiğini ve ödediğini iddia ettiği bedelden 25.500 Euro düşüldükten sonra kalan bedelin tahsili için dava açtığını, davanın kabul edilmesi halinde sözleşme gereğince yerine getirdiği yükümleri karşılığı ile sözleşmenin feshi halinde yaptığı harcamalar ve mahrum kalacağı kâr toplamı 74.500 Euro'nun faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının karşı davalıdan tahsilini istemiştir.Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde , hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet olarak tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Yasada açıklandığı üzere Tüketici ''bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişidir. Somut uyuşmazlıkta davacı (alıcı) ile davalı(yüklenici) arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde konut satış sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. "...Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalı müteahhitten satın aldığı iki adet mesken nitelikli villanın yapılıp teslim edilmemesi nedeniyle uğradığı zararın tahsili talepli olup, temel ilişki satış sözleşmesinden kaynaklandığından davacının yatırım amacı ile aldığını beyan etmesi ticari veya mesleki amaç olmadığından tüketici işlemi olmasına engel olmayacağı gibi müteahidin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kendisine düşen konutu satması alacağın temliki hükümlerine tabii olduğundan geçerli olup, uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir...." (Yargıtay 13. H.D. 16.09.2008 tarih 2008/4973-10612 E.K.)Bu bağlamda; taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz. 4077 sayılı Kanunun 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, 4077 sayılı Kanunun 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, ayrı bir Tüketici Mahkemesinin bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup ve bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.