MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2014NUMARASI : 2013/908-2014/599Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 17.02.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.H. A. geldi. Karşı taraf davalı vekili Av.H. Ç. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkiline ait işyerinde, kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle, tahakkuk ettirilen 125.089 TL bedelden dolayı, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.6335 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay'ca re'sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanun'un 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri'ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi'ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde, bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi'ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Dosya incelendiğinde, davanın; 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK'nun 5. maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 19.07.2013 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK'nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için, uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Anılan ilkelere göre, tarafların, tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeyi ilgilendiren bir konuda olması karşısında; ticari bir niteliği bulunan davada, davalının süresi içerisinde iş bölümü itirazı da gözetilerek, mahkemece; davaya Ticaret Mahkemesinde bakılması gerektiğinden, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; görevsizlik hususu düşünülmeksizin, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.