MAHKEMESİ : DİKİLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/06/2014NUMARASI : 2013/362-2014/271Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalı babanın müvekkiline ödemekle yükümlü olduğu aylık 100 TL iştirak nafakasının müvekkilinin ergin olması nedeniyle sona erdiğini, ancak müvekkilinin Anadolu Üniversitesi ................Bölümünü kazanarak bu okulda 1 yıl okuduğunu, sonrasında tekrar üniversite sınavlarına girerek üniversiteye giriş sınavını kazandığını ve Trakya Üniversitesi'ne kayıt yaptırdığını ileri sürerek müvekkili lehine aylık 500 TL yardım nafakası takdir edilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; miktar itibariyle açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin davacının eğitim, giyim vb. giderlerine katıldığını, dershane parasını ödediğini, davacının Anadolu Üniversitesi .......... Bölümünü kazanarak okuduğunu ve bu bölümü bitirdikten sonra yeniden başka bir üniversitede eğitime başladığını, davacının yaşı ve eğitimi itibariyle KPSS'ye girerek ya da başka yerde çalışma şansına sahip olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davacının öğrenci olup, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, davacının annesinin asgari ücretle geçimini sağladığı, davalının market işlettiği ve son bir yıldır davacıya yardımda bulunmadığı gerekçeleriyle; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200 TL yardım nafakasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 328/2 maddesinde; "Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler." hükmü yer almaktadır.Aynı kanunun 364.maddesinde ise; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür." düzenlemesine yer verilmiştir.Yine aynı Kanunun 365/2 maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir". Denilmektedir.Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden; dava dışı anne ile davalı babanın boşanma davası neticesinde davacı lehine aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının reşit olması nedeniyle ve üniversite eğitimine devam ettiğinden ve herhangi bir geliri bulunmadığından davalı babasından yardım nafakası talep ettiği, davalı babanın market işletmeciliği yaptığı ve aylık ortalama gelirinin 1.400-1.500 TL olduğu, dava dışı annenin ise asgari ücret ile geçimini sağladığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece; eğitim ve sosyal durumunun değişmesi nedeniyle ihtiyaçları artan davacının geçinmesi için gerekli ve nafaka yükümlüsü olan davalı babanın tespit edilen gelir durumuna uygun olarak daha yüksek miktarda nafaka takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile daha düşük miktarda yardım nafakası takdir edilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.