Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2352 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18304 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : MERSİN 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2011/562-2013/345 Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının zorlama ve baskı nedeniyle ortak murislerinin düzenlemek zorunda kaldığı vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebinde bulunmuştur. Mahkemece; davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; HUMK.nun 388.maddesinin 3 ve 5.bentleri hükümlerine (HMK.nun 297/1-c md) göre, mahkeme kararlarının asgari olarak, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli şahıslar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri göstermeleri zorunludur. Yine Anayasanın 141/3.maddesine göre tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması amir hükümdür. Karardaki gerekçe sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK.nun427.(HMK.nun 361.md) maddesine uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilir. Diğer bir deyişle, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Ayrıca, davada “vasiyetnamenin iptali, olmazsa saklı paya yönelik tenkis” talebi mevcut olup, mahkemece vasiyetnamenin tenkisine yönelik talep hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi de doğru değildir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.