MAHKEMESİ : AFŞİN 2. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2012/534-2013/443Taraflar arasındaki nafakanın artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davacı müvekkili ile davalının Banaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/263 Esas -2011/1084 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı tarafın davacı müvekkiline ve müşterek çocuğa ayrı ayrı 150 TL nafaka ödemesine hükmedildiğini, yargılama sürecinde davalı tarafın düzenli geliri olmaması nedeni ile nafakanın bu miktarda belirlendiğini, davalı tarafın E.Ü.A.Ş. İşletme Müdürlüğü AEL İşletmesi'nde işçi olarak işe başladığını, ödenmekte olan nafakanın kendisi ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek, tarafların mali durumlarının değişmesi sebebi ile, yoksulluk ve iştirak nafakasının 500'er TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, tarafların Afşin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/263 Esas 2011/1084 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları ve boşanma davasında davacı lehine aylık 150 TL yoksulluk, müşterek çocuk için aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, boşanma sonrasında davalının gelirinin fazlaca artmadığı gibi dosyadaki nüfus kayıtlarına göre davalının yeniden evlendiği, tanık beyanlarına göre bu evlilik için fazlaca masraf yaptığı, bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısının arttığı ve böylece değişen koşullar çerçevesinde davacı lehine nafaka artırımının hakkaniyete uygun olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları; davacı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.1-Davacının yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.''TMK.'nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Bu bağlamda iradın artırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Dosya kapsamından; tarafların Afşin 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 31/10/2011 tarih ve 2011/263 Esas -2011/1084 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, davacı lehine 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının eldeki artırım davasını 13.09.2012 günü açtığı anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Buna göre, önceki artırım davasının açıldığı 13/07/2011 tarihi ile eldeki artırım davasının açıldığı 13.09.2012 tarihi arasında yaklaşık 14 ay geçmiştir. Aradan geçen bu sürede davacının ihtiyaçları doğal olarak artmış, davalının gelirinde de en az ÜFE oranında iyileşme meydana gelmiştir. Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, iki dava tarihi arasındaki endeks artış oranları ve TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesi de dikkate alınarak nafakanın en azından ÜFE endeksi artış oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, tümden reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.2- Davacının iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.Mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak iştirak nafakasının TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.