Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2329 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23649 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, 2009 yılında davacı lehine boşanma ilamıyla hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesini, ayrıca nafakanın her yıl enflasyon oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevabında; ekonomik durumunun iyi olmaması nedeniyle nafaka artırım davasının reddini, karşı davasında ise kendi isteğiyle çalışmayan davacının ekonomik durumunun iyi olması nedeniyle, nafakanın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, nafaka artırım davasının kısmen kabulü ile nafakanın 350 TL'ye yükseltilmesine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlar??nın reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkemece yoksulluk nafakasının bir miktar artırılmasına karar verildiği halde nafakanın her yıl enflasyon oranında artırılması talebi hakkında ise olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında açık ve tereddüde yol açmayacak şekilde karar vermesi gerekir.(HMK 297). Buna rağmen, mahkemenin asıl veya yardımcı taleplerden biri hakkında, karar vermemiş olması mümkündür. Bu halde hakkında karar verilmemiş olan talep zımnen reddedilmiş sayılmaz. Çünkü, bu talep hakkında verilmiş bir karar yoktur.O halde yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, mahkemece; nafakanın her yıl enflasyon oranında artırılması talebi hakkında, bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca, davalı ...'in açtığı karşı dava reddedildiğine ve davacı-karşı davalı kendisini yargılamada vekil ile temsil ettirdiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9.maddesi gereğince davacı-karşı davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi de doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.