MAHKEMESİ : AKYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2013NUMARASI : 2012/447-2013/460 Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden; davalılara çıkartılan duruşma gün ve saatini bildirir tebligatların aynı çatı altında ikamet eden anneleri sıfatıyla davacı M.. B..'a tebliğ edildiği ve yargılamaya davalıların yokluğunda devam edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Sağlıklı bir yargılamadan söz edilebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri gerekir. Tebligat, dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, usulüne uygun olarak yapılan tevsik işlemidir. Bu bağlamda tebligat; tebliğ yapılacak kişiye, bilinen en son adresinde yapılır. (Teb. K. m.10, Teb. Tüz. m.13) Kendisine tebligat yapılacak kimse adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile birlikte oturan ailesi efradından veya hizmetçilerinden birine yapılır. (Teb. K. m. 16, Teb. Tüz. m. 22) Ancak muhatap adına kendilerine tebligat yapılacak bu kimselerin muhatabın adresinde, muhatapla birlikte oturmaları şarttır. (Teb. Tüz. m.22) Muhatap adına kendilerine tebligat yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak ilgileri varsa, muhatap adına kendilerine tebligat yapılamaz. ( Teb. K. m.39; Tebligat Tüz. m.60) Davada hakkı çatışan bir kimseye davalıyı temsilen yapılan ilam tebliği hükümsüzdür. Bu hükümler ışığında somut olaya baktığımızda; tebligatları davalılar adına alan davacı M.. B.. ile davalılar arasında iş bu dava açısından menfaat çatışması bulunduğu ve bu nedenle davalılar adına davacıya yapılan tebligatların usulsüz olduğu açıktır. Mahkemece, hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek; davalılar, savunmalarını bildirmeleri için kanunun emrettiği biçimde duruşmaya davet edilmeden hüküm tesis edilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; davalılara Tebligat Kanun ve Tüzüğüne uygun tebliğin sağlanması, ardından tarafların tüm delilleri toplanıp, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde yokluklarında yargılama yapılarak hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.