Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2320 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17881 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KARASU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/05/2013NUMARASI : 2012/513-2013/365 Taraflar arasında görülen tebbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 1971 yılında evlendiklerini, evliliklerinden üç çocuklarının olduğunu, aradan otuz yıl geçmesine rağmen davalının sorun çıkarmaya başladığını ve "seninle oturmayacağım, senden ayrılacağım" diyerek eşyalarını alıp başka bir yere taşındığını, zaman zaman kendisine 200.00-250.00 TL gönderdiğini, ancak uzun süredir göndermediğini, davalının emekli olup, ayda 1.100.00 TL emekli maaşının olduğunu, kendisinin herhangibir gelirinin bulunmadığını, mağdur durumda olduğunu belirterek, aylık 250.00 TL. nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir Davalı dava dosyasına cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara iştirak etmemiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış olan tedbir nafakası istemine ilişkindir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine göre ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının tedbir nafakası istemine ilişkin olup, buna göre uyuşmazlığın ''Aile Hukukuna" ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davanın konusu, Aile Hukukundan kaynaklandığına göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir. Hal böyle olunca; mahkemece, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, görev hususu düşünülmeksizin, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile H.U.M.K. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.