Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 232 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13013 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : SORGUN 1. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2014NUMARASI : 2013/254-2014/128Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının iki aydır ayrı yaşadığını ileri sürerek; ayrı yaşamda haklılık nedeni ile davalının, müvekkili için aylık 1.000 TL ve müvekkilinin yanında bulunan kızı R.. N..r için 500 TL tedbir nafakası ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, hiçbir sebep yok iken müşterek çocuk R.. N..'u da yanına alarak ortak konuttan ayrıldığını, dönmesi için yapılan teklifleri de kabul etmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalının, davacının yurt dışında bulunan kardeşinin düğününe gitme isteğini kabul etmemesi nedeniyle, davacının ise maddi imkansızlıklar nedeniyle bu isteğinin karşılanamaması sonrası evi terk etmesi nedeniyle eşit oranda kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı için aylık 150 TL, müşterek çocuk için ise 100 TL yardım nafakası takdirine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Müşterek çocuk lehine hükmedilen nafakaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, müşterek çocuğun davacı yanında olmasına ve özellikle evlilik birliği devam ederken, müşterek çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmiş olmasına rağmen mahkeme ilamında hüküm altına alınan nafakanın “yardım” olarak isimlendirilmiş olmasının sonuca etkili olmamasına göre, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddine,2- Davacı lehine hükmedilen nafakaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;4721 sayılı TMK.nun 195.maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre; davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Nafakaya hükmedilmesi için, eşlerin kusurlu olup olmadıklarına bakılmaz.Somut olayda; davalı, sosyal ve ekonomik durumunun yeterli olmaması nedeniyle davacının yurt dışına gitme isteğini kabul etmemiştir. Bu durum, davacıya ayrı yaşama hakkını vermez. Davacının, müşterek haneden ayrılmakta haklı olduğuna dair, inandırıcı ve kabul edilebilir başkaca bir delili de bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı eş yönünden davanın reddi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi ile davanın kısmen kabulü yönünde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.