Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2305 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16562 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfei tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı idarenin, tarımsal sulama abonesi olan müvekkili hakkında kaçak elektrik kullandığından bahisle 06.12.2011 tahakkuk ve 21.12.2011 son ödeme tarihli olan 13.334,80 TL kaçak, 10.388,90 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 23.723,70 TL tutarında borç tahakkuk ettirdiğini, ancak tahakkuk edilen kaçak elektrik faturasının fahiş miktarda olduğunu belirterek, müvekkili aleyhine haksız ve fahiş bir şekilde tahakkuk ettirilen 06.12.2011 tahakkuk tarihli 23.723,70 TL'lik kaçak ve kaçak ek tahakkuk faturalarından dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı aboneye ait sayacın sökülmesini müteakip gönderildiği Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünce incelendiğini, gelen raporda, "bakanlık mühürlerine müdahale edilerek sayacın PCB'si değiştirilmiştir" tespitinin yapılması üzerine davacı hakkında Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi uyarınca 28.11.2011 tarihli kaçak tespit tutanağının düzenlenip kaçak elektrik bedelinin hesaplandığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, Dairemizin 19.03.2014 tarih 2013/19474 E.-201404343 K.sayılı ilamı ile; " Hükme esas alınan bilirkişi raporunda talep edilen kaçak elektrik bedelinin, yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle denetime elverişli bir şekilde hesaplanmadığı, ek tahakkuk bedeline ilişkin hesaplama da yapılmadığı bu nedenle yeniden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu eliyle davalı şirketin davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayımlanan usul ve esaslarda açıklanan yönteme göre belirlenmesi gerektiği belirtilerek" bozulmasına karar verilmiş,mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemenin kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarında, "..Davacının davalı kuruma 06.12.2011 tahakkuk tarihli son ödeme tarihi 21.12.2011 olan 13.334,80 TL ile 10.388,90 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 23.723,70 TL'den 3.831,33 TL dışındaki kısım için borçlu olmadığının tespitine..” karar verilmiş; ancak hükmün gerekçesinde "…bilirkişi heyetinden alınan 30.10.2014 tarihli rapora göre; davacının kullandığı kaçak elektrik tüketim bedelinin 11.066,37 TL olduğu, ek tahakkuk bedelinin 8.826,00 TL olduğu, haksız fiil eylemi olan kaçak tüketim faturasının zamanında ödenmemesi nedeniyle davalı şirketin talep edebileceği yasal faiz bedelinin 1.490,27 olduğunun hesaplandığını, davacı abonenin 23.723,70 TL-(11.066,37+8.826,00 TL)= 3.831,33 TL için menfi tespit talebinin yerinde olduğu mütalaa edilmiş olmakla; Yargıtay Bozma İlamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir”denilmiştir. Bu haliyle gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili çelişki olup, bu durum usul ve yasaya aykırıdır.Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş; gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden hüküm tesisi yoluna gitmek olmalıdır.Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.