Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 229 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15742 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/02/2013NUMARASI : 2011/158-2013/45 Taraflar arasında görülen eşya iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının boşandıklarını, davacıya ait çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının davalıda kaldığını, davacıya iade edilmediğini belirterek çeyiz eşyalarının ve 6 bilezik, set, 3 küpe, yüzük, kolye, 32 adet çeyrek(yonca) altının davalıdan aynen, olmadığında 5.000 TL, ıslah ile 9.880 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; davacının ziynet eşyalarını üzerinde taşıdığını, giderken götürdüğünü beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 9.670 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dosya kapsamına göre, tarafların evlendikleri sırada davacıya 32 adet çeyrek(yonca), 6 bilezik, 3 küpe, zincir, taşlı yüzük takıldığı, dinlenen tanık ifadelerine göre davacının giderken bunları götürmediği, ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının davalı tarafta kaldığı anlaşıldığından davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davalarında davacının seçimlik hakkı vardır. Davacı, dava konusu eşyaların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini isteyebileceği gibi, bu isteklerden yalnız birini de dava konusu yapabilir. Davada, davacı vekilinin ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istediğine göre, mahkemece; davacının talebi dışına çıkılarak (HUMK md.74-HMK md.26) ve gerekçesi belirtilmeden doğrudan bedele hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, ıslah ile artırılan miktara ıslah tarihi 05.12.2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken, hükmedilen alacağın tamamına 11.04.2011 dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi de bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.