Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2278 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9531 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SİVEREK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/01/2014NUMARASI : 2013/76-2014/43Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili; müvekkillerinin murisinin 27.06.2007 tarihinde, davalı kuruma ait olan ............ köyünde bulunan ve uzun süredir arızalı olan direkteki arızayı onarmak için elektrik direğine çıktığını ve elektrik çarpması sonucunda öldüğünü, direğin üzerine çıkılmaması için çevresinde hiçbir engel, korkuluk ve tehlike ikaz levhasının bulunmadığını, olayın meydana gelmesinde davalı kurumun kusurunun bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla müvekkilleri için toplamda 80.000,00 TL manevi ve 7.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 87.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; olayın meydana gelmesinde müvekkilinin bir kusuru ve olayla bir ilgisinin olmadığını, dava konusu enerji nakil hattının, enerji nakil hattı yönetmeliğine uygun olarak tesis edildiğini, bakım ve denetimlerinin yapıldığını, kazazedenin erişkin bir kimse olduğunu, temyiz gücüne sahip olduğunu, yaptığı davranışların sonuçlarını görebilecek durumda olduğunu, direğe çıkma ve arızayı giderme konusunda herhangi bir yetki, bilgi ve beceriye de sahip olmadığını, direğe ne kadar tedbir alınırsa alınsın kişi veya kişilerin direğe çıkmalarının engellenemeyeceğini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin haksız olduğu gibi talep edilen rakamların da fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, olayın meydana gelmesinde davacıların murisinin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davacıların murisinin elektrik çarpması sonucunda ölümü nedeniyle, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda; davacıların murisi E. E. 'in 27.06.2007 tarihinde, davalı kuruma ait olan ........köyünde bulunan ve uzun süredir arızalı olan direkteki arızayı onarmak için elektrik direğine çıktığını ve elektrik çarpması sonucunda öldüğü anlaşılmaktadır.Olay nedeniyle Siverek Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/1465 Hazırlık Numaralı dosyası ile yapılan soruşturma sırasında düzenlenen 26.09.2007 tarihli bilirkişi raporu ile; “...elektrik konusunda teknik bilgisi, ehliyeti ve tecrübesi olmadığı halde Tedaş'a ait yüksek gerilimli trafo direğine tırmanarak kendince seksiyoner sigortasındaki arızayı gidermeye kalkışan..... suretiyle çarpılan E. E. 'in olayda tam kusurlu olduğu,...olay tarihi itibariyle direk üzerinde tırmanma engeli ve ölüm tehlike levhası bulunmadığı tespit edilmiş olmakla birlikte bu tedbirlerin yetişkin olmayan kişilerin direğe çıkmasını önlemeye yönelik olduğu, yetişkin ve aklıselim sahibi olan müteveffanın direkteki arızayı onarmak amacıyla bilinçli olarak direğe tırmanmış olduğu gözönüne alındığında... Tedaş'a olayda kusur verilmesinin mümkün olmadığı...” sonucuna varılmıştır.Yargılama sırasında kusur yönünden düzenlenen 31.01.2012 tarihli bilirkişi raporu ile; “.. müteveffa E. E. 'in elektrik konusunda teknik bilgi, deneyim ve ehliyeti olmadan Tedaş'a ait enerji hattına müdahale ederek Yüksek Gerilimli trafo direğine tırmanarak seksiyoner sigortasındaki arızayı gidermek için çalışırken elektrik akımına çarpılmıştır. Güvenlik tedbirlerini almadığından, gerekli alet ve teçhizata sahip olmadığından ve yetkisiz bir kişi olarak sisteme müdahale ettiğinden elektrik akımına çarpılan E. E. olayda tam ve asli kusurludur. Enerji dağıtım hattındaki direklerde ölüm tehlikesi levhası olmadığı, direklere çıkmayı engelleyecek engellerin olmadığı fotoğraflardan görülmektedir. Ancak, her direk için çıkmayı engelleyici kafes veya her direğin alt kısmının tel örgü ile kapatılması mümkün değildir. Kapatılsa dahi direğe çıkmak isteyen yetkisiz kişileri engelleyecek bir yapı değildir...” sonucuna varılmıştır.Yukarıda bahsi geçen ve keşif sonrası düzenlenen her iki bilirkişi raporu ile; enerji dağıtım hattındaki direklerde ölüm tehlikesi levhası ile direklere çıkmayı engelleyecek engellerin olmadığı tespit edilmiştir.Bu tespit karşısında her ne kadar davalı kuruma kusur atfedilmemiş ise de; davalının tespit edilen eksiklikler nedeniyle özen yükümlülüğünü ihlal ettiği ve bu durumun kusursuz sorumluluğu gerektireceği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.Enerji nakil hattının sahibi bulunan davalı ......., tehlike arzeden bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden BK.nun 58.(6098 sayılı TBK.nun 69.) maddesi uyarınca sorumludur. Bu sorumluluk hukuki niteliği itibariyle kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluktur. Mahkemece, bilirkişiden tarafların kusur oranını belirleyen ve kusursuz sorumluluğu da değerlendiren ek rapor alınarak, davacılar lehine TMK'nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete uygun miktarlarda tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.