Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2240 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17140 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların .... Aile Mahkemesinin 2012/155 Esas ve 2013/712 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, boşanma davası sonucu tazminat, ziynet bedeli, mahkeme masrafları toplamında 110.000 TL borcu olduğunu, bu borcunu ödemeye çalıştığını, maaşından her ay 820 TL icra kesintisi yapıldığını, davalının çalışmaya başladığını belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı cevabında; nafakanın yetersiz kaldığını, asgari ücretle çalışmaya başladığını, yoksulluğunun ortadan kalkmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı lehine belirlenen aylık 350 TL yoksulluk nafakasının 250 TL indirilerek dava tarihinden itibaren 100 TL yoksulluk nafakasının her ay ...'den alınıp, ...'e verilmesine karar verilmiş, kararı davalı tarafından temyiz etmiştir.Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.Yine; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak kabul edilmemektedir (HGK 07.10.1998 gün 1998/2-656 G.688 K., HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3-84 E.-95 K.sayılı kararları).Somut olayda, davacı ve davalının .... Aile Mahkemesinin 2012/155 Esas ve 2013/712 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, davalı lehine 350 TL yoksulluk nafakası bağlanmıştır. Davalı, yoksulluk nafakasının bağlanması sonrası devlet hastanesinde veri giriş kontrol işletmeni olarak asgari ücretle çalışmaya başlamıştır.Günümüz ekonomik koşullarına göre davalının aldığı nafaka ile geçinmesi mümkün değildir, işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Ancak, elde ettiği asgari ücret onu yoksulluktan kurtaracak seviyede olmasa da mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği açıktır. Bu durumda asgari ücret seviyesindeki gelirin yoksulluğu tümden kaldırmadığı, ancak nafakada hakkaniyete uygun bir miktar indirimi gerektirdiği düşünülerek, indirim yapılması doğru ise de tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve nafakanın niteliği nazara alındığında, mahkemece yapılan indirim miktarı, tarafların tespit edilen gelirleri ile mütenasip olmayacak şekilde fazla olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece; nafakada TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar indirime karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen ilke ve esaslara aykırı olacak şekilde yanılgılı değerlendirme sonucu fahiş oranda indirime karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.