Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2240 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18481 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BEYKOZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2012/758-2013/287 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; dava dışı Maliye Bakanlığı müfettişlerince müvekkili idareye bağlı olan B.- A.. V.. S.. V.. G. Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışmakta iken 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 17/5 maddesine göre kendisine yapılan döner sermaye ek ödemelerinden eksik gelir vergisi ve damga vergisi hesaplanarak kesinti yapıldığının belirlendiğini, bu nedenle tahakkuk ettirilen verginin ise döner sermaye işletme bütçesinden vergi dairesine ödendiğini, ancak müvekkili idarece yapılan bu ödemenin bildirilmesine rağmen davalının payına düşen 2 659,27TL'i ödemekten kaçındığını ileri sürerek; 2 659,27 TL' nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin çalışmakta olduğu Hastanenin SSK. ya bağlı iken 5283 sayılı Kanun ile davacıya devredildiğini, ancak personele 4958 sayılı SSK Kanununun 17/5 maddesi uyarınca hastane gelirinden ek ödeme yapıldığını ve ek ödemeden damga vergisi dışında vergi kesintisi yapılamadığını, bu nedenle vergi tahakkuk ettirilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davacı bakanlığın dava dışı Maliye Bakanlığı tarafından tahakkuk ettirilen vergiyi uzlaşma yolu ile ödediğini, ancak bu uzlaşma nedeni tahakkuk eden vergiden yapılan indirimin müvekkilinden talep edilen miktara yansıtılıp yansıtılmadığı konusunda bir açıklık bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. HMK.nun 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir. Somut olayda, mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Bu durumda mahkemece; döner sermaye saymanı, vergi denetmeni ve hastane idarecisinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi kurulundan uyuşmazlık hakkında rapor aldırılması ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.