Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2226 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17027 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 07/07/2015NUMARASI : 2014/522-2015/336DAVACI : S.. U.. VEK.Av. A.. K..DAVALI : H.. U..Taraflar arasındaki tedbir nafakası davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının açtığı Samsun 2. Aile Mahkemesi 2013/307 Esas ve 2014/171 Karar sayılı boşanma davasının kusurlu olması nedeniyle reddedildiğini, davalının ayrı yaşamı sonlandırmak için hiçbir çaba harcamadığını, tarafların ayrı yaşamaya devam ettiklerini, davalının evin ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek 1.200TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı lehine aylık 400 TL tedbir nafakası tayinine, dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir.Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davalının memur olup, 2.600 TL maaş aldığı, 400 TL kira ödediği, tek yaşadığı; davacının ev hanımı olduğu, aylık geliri olmadığı, geçimini ailesinin sağladığını, kendisine ait evde oturduğu anlaşılmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre, takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada davalının alıştırdığı geçim şartlarının dikkate alınması gerekir.Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı eş yönünden daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.