MAHKEMESİ : İZMİR 6. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2014NUMARASI : 2013/871-2014/476Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının açtığı boşanma davasının reddedildiğini, tarafların halen ayrı yaşadıklarını belirterek; 1.000.00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Mahkemece ayrı yaşamakta haklılığın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.TMK'nun 195.maddesi gereğince, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı Yasa'nın, 197.maddesine göre; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK. md. 186/son).Somut olayda; evlilik birliğini kurma görevi, reddedilen boşanma davası ile kusurlu durumda bulunan davalı kocaya düşer. Reddedilen boşanma davasından sonra davalı koca tarafından evlilik birliğinin kurulması konusunda herhangi bir çaba sarfedilmediği gibi barış girişiminde de bulunmamıştır. Tarafların halen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin tekrar kurulamadığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü gerekir.Ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için; davacının geçimi için gerekli davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.