Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2215 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 654 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında adi ortaklık şeklinde kurulup halen sürdürülen ortaklık ilişkisinin ve aynı zamanda karı koca olan taraflar arasındaki evliliğin geçimsizlik nedeni ile sona erdiğini, geçimsizlik nedeni ile tarafların gerek evlilik birliğini sonlandırmak ve gerekse de aralarındaki ortaklıklarını sonlandırmak kararında olmalarına rağmen davalının, davacı müvekkilinin hakkı olan malı veya bedelini vermeye razı olmadığını ve hatta payını azaltma hatta tümüyle inkar etme çabası içinde olduğunu, bu nedenle ortak malların kayyım marifeti ile tedbiren güvence altına alınmasına ve ortaklığa konu malların aynen veya satışı suretiyle bedellerinin paylaştırılarak tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili beyanında; tarafların imzaları ile ortaklığın sonlandırıldığını ve ortakların payını aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; "Tarafların ... İşletme adı ile birlikte işlettikleri adi ortaklığın tasfiyesine, mal varlığının esasını işletmede tasfiye sırasında mevcut nakit ve nakit gibi tedavülü olan altından oluştuğu tespit edilen adi ortaklığın son mevcudunun değeri olan 523.727,71 TL'nin 1/2'si olan 261.863,85 TL'nin davalı ...'ten tahsili ile davacıya verilmesine, Maktu harç ile açılan davada alınması gerekli 25,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 12,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, cihetine gidilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava; adi ortaklıktan doğan alacak fesih ve tasfiye istemine ilişkindir.Harç makbuzunun incelenmesi neticesinde; davacıdan dava açılması sürecinde sadece harç olarak 24.40 TL tahsil edildiği görülmüştür.Mahkemece, Tarafların ... İşletme adı ile birlikte işlettikleri adi ortaklığın tasfiyesine, mal varlığının esasını işletmede tasfiye sırasında mevcut nakit ve nakit gibi tedavülü olan altından oluştuğu tespit edilen adi ortaklığın son mevcudunun değeri olan 523.727,71 TL'nin 1/2'si olan 261.863,85 TL'nin davalı ...'ten tahsili ile davacıya verilmesine" karar verilmiştir. 1-)Dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olduğu açıktır. Dava, 492 sayılı harçlar Yasasının 16.maddesi ile 1 sayılı tarifedeki nisbi esas üzerinden harca tabidir. Bu nedenle dava değeri üzerinden hesaplanacak nisbi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Yasanın 28.maddesi uyarınca peşin olarak alınıp tamamlandıktan sonra yargılamaya devam olunması gerekir. Hal böyle olunca mahkemece, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe sonraki işlemlerin yapılamayacağını öngören Harçlar Kanunu 32.maddeye aykırı olarak, başlangıçta dava açılması sürecinde alınan harçla yetinilerek davaya eksik harçla bakılması ve hüküm verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. 2-) Diğer taraftan yargılama gideri olan vekalet ücreti, ücret tarifesine göre hesaplanır. (HMK m.323/1-ğ; Avukatlık Kanunu 169.madde, Ücret Tarifesi 1.madde) Bu bağlamda konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda davanın kazanılması halinde vekalet ücreti, müddeabihin değeri üzerinden nisbi tarifeye göre hesaplanır. Hal böyle olunca mahkemece; davada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı ve davalı taraf yararına davanın kabul ve reddedilen miktarına göre hesaplanacak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, taraflar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.