Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2206 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17360 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : MALATYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2012/630-2013/377Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; dava konusu araç satış sözleşmesine istinaden 63 E 5185 plakalı aracın, M.. K.tarafından, M. D.. adına sahte nüfus cüzdenı düzenlenerek ve ismi bilinmeyen üçüncü bir kişinin fotoğrafı eklenerek, Malatya 2. Noterliğinde düzenlenen 13.11.2012 tarihli sözleşme ile noter tarafından bilgilerin doğruluğu tasdik edilerek davacıya satıldığını, bilahare araca Cumhuriyet Savcılığınca el konularak sahiplerine teslim edildiğini, kusursuz sorumlu bulunan davalı Noter'e sunulan kimlikteki fotoğraf ile satışı yapan kişinin farklı olduğunu, ayrıca Noter'e sunulan kimlikteki soyadındaki (Diş) ş harfi yerine s harfi yazılmış olduğunu, bu hususları davalının farketmesi gerektiğini belirterek, 23.100 TL zararın tazminini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, nüfus cüzdanının profesyonelce hazırlandığını, şahsın resmi değiştirerek noteri aldattığını, sahteliğin çıplak gözle tespit edilemeyeceğini, M.. D.. adına kayıtlı araç kiralama şirketinde iken şüpheli şahsın bu aracı kiralayıp (sahte ehliyetle), daha sonra Mehmet Diş adına düzenlenen nüfus cüzdanı ile noterde satışının yapıldığının ortaya çıktığını, davalının Kasko değerinin altında araç satın alırken özen göstermesi gerektiğini, tazminatın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; Noterlik Kanununun 162.maddesindeki düzenlemeye göre noterin kusursuz sorumluluğu bulunduğu, somut olayda; noterlikçe araç satış sözleşmesi düzenlenmesinde işlemlerin yasa ve genelgelere uygun gerçekleştirildiği ve dava konusu araç satış sözleşmesinin gerçeğe aykırılığı belirlenemeyen ve üçüncü kişilerce gerçekleştirilen sahte nüfus cüzdanına dayanılarak gerçekleştirildiği, olayda noterin sorumluluğunu gerektiren uygun illiyet bağının kesildiği gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.Noterlik Kanununun 162. madde hükmü gereğince; Noterlerin zarardan sorumlu olmaları için kusur aranmayacağı tartışmasızdır. Başka bir ifade ile tüm kusursuz sorumluluk hallerinde olduğu üzere, zarar gören, davalıların kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Kusursuz sorumluluğun kusurlu sorumluluktan tek farkı budur. Ancak, kusursuz sorumluluk hallerinde illiyet bağının bulunması durumunda zararın tazmini gerekecektir. Üçüncü kişinin veya zarar görenin ağır kusuru ile beklenmeyen bir halin varlığı durumunda uygun illiyet bağı kesilmiş ise zarardan sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Aksi halde risk veya şart nazariyesi öne çıkacak ve zararın varolduğu her halde, kusursuz sorumlu olanın sorumluluğu yoluna gidilecektir ki, böyle bir sonuç hukukumuzda kabul edilmemiştir.Somut olayda, dava konusu aracın tarafikte adına kayıtlı olduğu M.. D. adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile davalının noterliğini yürüttüğü noterlikte davacıya satış işlemi yapılmış, daha sonra aracın gerçek sahibi Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş, soruşturmanın devam ettiği anlaşılmaktadır.Dava konusu olayda, dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre mahkemece, illiyet bağının kesildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, araç satış sözleşmesi ve dayanağı belgelerin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmadan hüküm kurulması isabetli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266. maddesinde; "mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz." düzenlemesi yer almaktadır.O halde mahkemece; 13.11.2012 tarihli araç satış sözleşmesinin aslı ve satıcı M. D. adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi ve sözleşmenin dayanağını oluşturan belgeler üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, sözkonusu satıcı adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesinin ve notere sunulan belgelerin aldatma yeteneği bulunup bulunmadığı, davalı noterin sahte belgeyi anlamasının mümkün olup olmadığının saptanması gerekir. Resmi işlem yapma görevini üstlenmiş olan davalının daha üst düzeyde dikkat ve özen gösterme yükümlülüğü vardır. Ayrıca, satış sözleşmesinde satıcının soyadının "Diş" yazılmasına rağmen nüfus cüzdanında "Dis" olarak yazıldığı anlaşılmakla, noterin bu yazım hatasını farketmemesinin, noterin sorumluluğuna herhangi bir etkisi bulunup bulunmadığı da karar gerekçesinde tartışılarak, sonucu dairesinde karar verilmelidir.Mahkemece, açıklanan niteliği itibariyle bu yönlerde inceleme ve araştırma yapmaksızın illiyet bağının kesildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.