Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2206 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 872 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 5.040 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davacı ...'nün maliki bulunduğu davaya konu taşınmazı davalının ikametgah olarak kullanmak suretiyle işgal ettiği iddia edilerek, 01.11.2005 ile 31.12.2010 arası biriken ecrimisil talep ve dava edilmiştir.Davalı, davaya konu taşınmazın cami parseli içinde bulunan meşruta olduğunu, kendisinin imam hatiplik yaptığını ve taşınmazın kendisine lojman olarak tahsis edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davalının ... Meclisinin 22.08.2001 tarihli ve B.02.1.VGM.0.05.00.00/566 sayılı kararı uyarınca bu camiinin imam-hatipi olması nedeniyle burada oturmasına izin verildiği, dava açılana kadar da bunun aksine bir karar alınmadığı, bu nedenle davalının haksız bir kullanımının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda davaya konu taşınmazın tapu kaydına bakıldığında .... adına, bahçeli kargir cami ve meşrutahane vasfı ile kayıtlı olduğu görülmektedir.Vakfiye hükümlerine göre el atıldığı iddia edilen yerin meşruta niteliğinde bulunduğu, cami imamlarının oturmasına şart kılındığı takdirde cami görevlisi bu yerden ücretsiz yararlanabilecektir. Ayrıca doğrudan hayrattan olan cami meşrutası, yapıldığı şekilde muhafaza edilmiş ise, orada oturmayı vakıfname hükümleri haklı ve geçerli kılabilecektir. Ancak cami imamlarının oturmasına (süknasına) şart kılınan meşruta, Vakıflar Kanunun 10.maddesinde ifade edildiği üzere "işe yaramaz" bir duruma gelmişse (veya yıkılarak yeniden yapılmışsa ya da çok esaslı tamirat görmüşse) o takdirde mazbuteye alınan vakıf nedeniyle idarenin tahsis yapma yetkisi ortaya çıkacaktır. Mahkemece yapılacak iş; davaya konu yere ait vakfiye dosya içine alındıktan sonra mahallinde keşif yapmak suretiyle öncelikle meşruta olarak şart edilip edilmediğini tespit etmekten ibarettir. Şayet meşruta olarak tahsis edildiği tespit edilirse bu kez çekişmeli yerin (yapının) önceki halinin ve son durumunun saptanması, uyuşmazlığın vakfiye hükümlerine göre mi yoksa Vakıflar Kanunun 10. maddesi hükmüne göre mi çözümlenmesi gerekeceğinin değerlendirilmesi ve ayrıca davalının meşrutaya uygun olarak cami imamı veya müezzini olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.