MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin ticarethane abonesi olduğunu, davalı tarafından haksız ve hatalı tahakkuklar yapıldığını ileri sürerek; 01/11/2010 ödeme tarihli 2010/10 dönemi için .... nolu Tahakkuk Fişi ile tahakkuk edilen 40.223,80'lik Endeks Esaslı ek tahakkuk; 24/11/2011 son ödeme tarihli 2011/11 dönemi İçin 2011111116169 nolu Tahakkuk Fişi ile tahakkuk edilen 69.378,80 Endeks Esaslı Ek Tahakkuk; 23/01/2013 son ödeme tarihli 313,10 kaçak tahakkuk ve 7.295,20 kaçak ek tüketim; 23/01/2013 ödeme tarihli 605,90 kaçak tahakkuk ve 2.718,20'lik kaçak ek tüketim fahakkuku olmak üzere toplam 120.535,00 TL'lik bedelden, 20.535,00 TL kısmı dışında kalan 100.000,00 TL yönünden müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkil şirket tarafından yapılan tahakkuk ve hesaplamaların Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'ne uygun olarak yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile, davacının davalıya 100.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.Somut olaya gelince, mahkemece; yargılama sırasında bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; dava konusu 2010/10 dönemi için tahakkuk edilen 40.223,80 TL endeks esaslı ek tahakkuk ve 2011/11 dönemi için tahakkuk edilen 69.378,80 TL endeks esaslı ek tahakkuk bedellerinin hesaplanması ve değerlendirilmesi 622 sayılı EPDK kararına göre yapılmıştır. Oysa bu karar, sadece kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımında yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenlemekte olup, dava konusu her iki tahakkuk ise, endeks esaslı ek tahakkuktur. Ayrıca, bilirkişi raporunda, bu faturaların haklı bir nedene dayalı olarak düzenlendiğinin kanıtlanması için davalı kurumundan delilleri sorulması belirtilmiş olmasına rağmen, bu hususta mahkemece bir araştırma yapılmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece; dava konusu 2010/10 dönemi için tahakkuk edilen 40.223,80 TL ve 2011/11 dönemi için tahakkuk edilen 69.378,80 TL endeks esaslı ek tahakkukların kanıtlanması için davalı kurumdan delillerinin sorulması, daha sonra dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, dava konusu anılan elektrik bedellerinin ayrı ayrı yönetmelikte açıklanan yöntemle değerlendirilip hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alıp, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.