MAHKEMESİ : BOLU 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/07/2013NUMARASI : 2012/367-2013/237 Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde, davalı ile davacı kurum arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunu, davalının hakkında tahakkuk ettirilen su borcunu ödemediğini, bu nedenle 17.594,33 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı kurumun, davalı şirketten 6.043,33 TL asıl alacak ile 11.551 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 17.594,33 TL alacaklı olduğu belirtilerek, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan mali müşavir bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Bilirkişi davacı tahakkuklarını esas almış, ayrıca su bedeli hesaplaması da yapmamıştır. Rapor düzenleyen bilirkişinin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davalının tahakkuk ettirdiği bedelden davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davacının sorumlu olduğunun tespiti halinde ödenmesi gereken su bedelinin ayrıca hesaplanması gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.