Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2162 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9285 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KULU ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2012/347-2013/649Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/23 esas sayılı yargılama dosyasında ile 05/03/2009 tarihli ara kararında 16/01/2006 tarihinden geçerli olmak üzere tedbiren nafakaya hükmedildiğini; davalının ise icra takibinde Kulu İcra Müdürlüğüne verdikleri itiraz dilekçesi ile; mahkeme nihai kararında davacı tarafından nafaka talebi ret edildiği gerekçesi ile itiraz ettiğini, bunun üzerine Kulu İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, oysa ki ara kararıyla nafakaya tedbiren hükmedildikten sonra nihai karada nafakaya hükmedilmese yada nafaka talebi red olunsa dahi tedbir nafakası açısından kazanılmış bir hak söz konusu olduğunu, nihai kararda verilen nafaka takdirine yer olmadığına şeklinde kararın geçmişi kapsamadığını, salt geleceği kapsadığını, bahsi geçen nedenler ile davalının itirazında tamamen haksız olduğunu, sadece icra takibini durdurmak için kötüniyetli olarak yapılmış olan itirazın iptaline, davalı kötüniyetli olduğundan %40'dan az olmamak üzere icra ve inkar tazminatına, hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin 18/12/2012 havale tarihli dilekçesinde; davanın bundan böyle her ne suretle olursa olsun genişletilmesine ve değiştirilmesine muvafakatlarının olmadığını, müvekkili ile davacının 06/02/2002 tarihinde boşandıklarını, boşanma tarihinden sonra davacı tarafından ayrı bir dava olarak müvekkili aleyhine nafaka davası açıldığını, bu dava bir boşanma ve ayrılık davası olmadığı için TMK' nun 169. Maddesinde yer alan hakimin geçici önlem almak amacı ile tedbir kararı almasını gerektirecek bir dava olmadığını, mahkeme dava sırasında müvekkiline yurt dışında da nafaka ödendiğini tespit ettiğini bu nedenle ara kararları ile verdiği nafakayı nihai karar ile ortadan kaldırıldığını, bu neden ile tedbir nafakasının hükümsüz kaldığını, davacının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibinde bulunduğunu, davacının kötü niyetli olduğundan % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir .Mahkemece, davanın kabulü ile; itirazın iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, nafaka alacağına yönelik takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Takibe konu Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/23 Esas, 2012/73 Karar sayılı yargılama dosyasının incelenmesinde; 25/12/2008 tarihli celsede dava tarihi olan 16/01/2006 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 150.00'şer TL olmak üzere toplam 300.00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, yapılan yargılama neticesinde esas hükümle birlikte velayeti davacıya verilen çocuk için nafaka takdirine yer olmadığına karar verildiği, sözkonusu kararın 10/05/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır . Celp edilen Kulu İcra Müdürlüğünün 2012/231 Esas sayılı dosyasından; 03.04.2012 tarihinde davacı tarafından davalıya karşı 18.300 TL nafaka alacağının faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı; borçlu (davalı) nun nihai kararda mahkemenin davacı tarafın nafaka talebini reddettiği bu nedenle nafakaya ilişkin ara kararın hükümsüz hale geldiğini beyan ederek 12.04.2012 tarihinde takibe itiraz ettiği; Borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır .Temyiz istemine konu yargılama dosyası içeriğinden; davacı ile davalının 06/02/2002 tarihinde boşandıkları, boşanma tarihinden sonra davacı tarafından münferiden davalı aleyhine nafaka davası açıldığı, bu davanın bir boşanma ve ayrılık davası olmadığı için TMK' nun 169. maddesinde yer alan hakimin geçici önlem almak amacı ile tedbir kararı almasını gerektirecek bir dava olmadığı, mahkemenin dava sırasında davacıya yurt dışında da nafaka ödendiğini tespit ederek ara kararları ile verdiği nafakayı nihai karar ile ortadan kaldırdığı, bu neden ile ara kararıyla hüküm altına alınan tedbir nafakasının hükümsüz kaldığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü; usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir . SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.