MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin su abonesi olduğunu, su sayacının 11.03.2002 tarihinde borcundan dolayı söküldüğünü, davalının, 2007 yılında müvekkiline yazı göndererek, kaçak su kullanımı nedeniyle hakkında 12.368,86 TL borç tahakkuk ettirildiğini bildirdiğini, müvekkilinin bu bildirime, kaçak su kullanmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, 14.05.2013 tarihli sivil abone borç dökümünde müvekkilinin toplam su borcunun 31.725,37 TL olarak gösterildiğini, oysa müvekkilinin kaçak su kullanmadığını belirterek; müvekkilinin davalıya 31.725,37 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkilinin su abonesi olduğunu, abonelik sözleşmesinin 1976 yılında akdedildiğini, toplam 400,36 TL fatura borcunun ödenmemesi üzerine 11.03.2002 tarihinde davacının su sayacının söküldüğünü, davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının icra takibine kısmi ödeme yaptığını, bakiyeyi ödemediğini, 2007 yılında sayacı sökük abonelere yönelik yapılan kontrol sırasında davacının abone olduğu iş yerinde kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini, sayacın söküldüğü 11.03.2002 tarihi ile kaçak su kullanımına dair tutanağın tutulduğu 16.11.2007 tarihleri arasında, toplam 2076 gün için 26.03.2001 ile 16.10.2001 tarihleri arasında kullanılan 186 m3 tüketim baz alınarak, 12.368,86 TL kaçak su borcu tahakkuk ettirildiğini, davacıya 28.11.2007 tarihinde borcu ödemesi için yazı gönderildiğini ancak davacının ödeme yapmadığını, davacı ile müvekkili arasında abonelik ilişkisinin devam ettiğini, bu nedenle davacının kaçak su bedeli de dahil olmak üzere tüm borçlardan müvekkiline karşı sorumluluğunun devam ettiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; su sarfiyatını kiracının yaptığı, kiracının kaçak su kullanımından davacı abonenin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının, davalıya 31.725,37 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davalı İzsu vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; su abonesinin açtığı menfi tespit istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; aboneliğini iptal ettirmeyen kişinin (abonenin), 3.kişinin kaçak su kullanımından dolayı sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.Kaçak su kullanımından dolayı kaçak su kullanan kişinin haksız fiil hükümlerinden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak bu sorumluluk, abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ve sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Aboneliğini iptal ettirmeyen ve kendi aboneliği üzerinden üçüncü kişilerin su kullanıma sebebiyet veren abone, üçüncü kişinin kaçak su kullanımından sorumludur. Kaçak su kullanımdan dolayı hem abone hem de fiili kullanıcı müteselsilen sorumlu oldukları için alacaklı, alacağını, sorumluların tamamından isteyebileceği gibi birinden de isteyebilir. (HGK 27.04.2011 Tarih, 2011/19-104 E.; 2011/239 K.)Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacının 1976 yılından bu yana davalının su abonesi olduğu, su borcundan dolayı 2002 yılında su sayacının söküldüğü, davacı hakkında icra takibi başlatıldığı, davacının takibe kısmi ödeme yaptığı, davacının su sayacı sökük olmasına rağmen iş yerini aboneliğini sonlandırmaksızın burayı kiraya verdiği, 2007 yılında yapılan kontrol sırasında kaçak su kullanımının tespit edildiği, davacının hem kaçak su bedelini, hem de daha önceki dönemsel icra takibine konu bedelin bakiyesini ödemediği, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kendi aboneliği üzerinden üçüncü kişilerin su kullanıma sebebiyet veren davacı abonenin, bu bedellerden davalıya karşı sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; davacı abonenin iş bu menfi tespit davasına konu ettiği bedelin tamamının kaçak su kullanımına ilişkin olmadığı ve aboneliği iptal ettirilmedikçe, fiili kullanıcının eyleminden doğan kaçak su bedelinden, davacı abonenin de kullananla birlikte müteselsilen sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak; uzman bilirkişi heyetinden, davacının sorumlu olacağı su bedeline ilişkin denetime elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, davacının menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.