Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2153 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15015 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı ... vekili dava dilekçesinde; davalı ... şirketinin müvekkilinden, kayıp/kaçak bedeli adı altında haksız yere para aldığını belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup, toplam 530.851,41 TL kayıp/kaçak bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolu itirazında bulunmuş, kayıp/kaçak bedelinin yasal mevzuat gereğince tahakkuk ettirildiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizce yapılmış, 19.02.2014 tarih ve 2013/18208 E.; 2014/2464 K. sayılı ilamla; davaya bakmaya Adli Yargının görevli olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyma kararı alan mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 488.384,22 TL'nin dava tarihi olan 10.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm; taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince; Dava; kayıp/kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kayıp bedeli dışında kalan kaçak bedelinin aboneden tahsil edilemeyeceği rapor edilmiş, mahkemece bu rapor doğrultusunda, davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek, davacıdan tahsil edilen 488.384,22 TL kaçak bedelinin davacıya iadesine karar verilmiş ancak davacıdan tahsil edilen 19.957,57 TL kayıp bedeli yönünden davacının istirdat talebi reddedilmiştir. Bu bağlamda temyize konu uyuşmazlık; kayıp bedelinin aboneden alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp ve kaçak faturalarda aynı kalemde yer almakta ise de; "Teknik Kayıp" ve "Kaçak Kayıp" olarak ikiye ayrılmaktadır.Teknik kayıp; elektrik iletim sistemi hattı boyunca bulunan trafo ve iletim hatlarındaki kabloların iç dirençleri ve ısı neticesinde oluşan kayıplara denir. Teknik kayıpsız bir elektrik arzı olamaz.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiş olup, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmemiştir.Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp bedelinin abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Zira; elektrik kaybını önleme bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir.Hem bu hâl, parasını her halükarda tahsil eden davalının çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davalı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymaz.Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak, kayıp bedelinin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almasının kanun ve yönetmeliğe aykırı bulunduğu nazara alınıp, kaçak bedeli gibi kayıp bedellerinin davacı aboneye iadesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.