MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların ... sayılı kesinleşmiş kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilerek çocuklardan Hakan için 100 TL, . 300 TL iştirak nafakası ödenmesine hükmedildiğini, aradan geçen sürede takdir edilen nafaka miktarlarının gerek enflasyon nedeni ile gerekse çocukların yaşlarının artması, ihtiyaçlarının büyümesi nedeni ile yetersiz kaldığını, müvekkilinin halen düzenli bir işi olmadığını, davalının özel bir şirkette genel müdür yardımcısı olarak çalıştığını belirterek, müşterek çocuk. için takdir edilen iştirak nafakasının aylık 400 TL'ye, müşterek çocuk . için aylık 700 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının halen .bulunan bir moda evinde sigortasız olarak çalıştığını, davacının kendi evinde kira ödemeden oturduğunu, istenen nafaka miktarlarının çok fahiş olduğunu, ayrıca davacıdan önceki e??ine de 336,00 TL nafaka ödediğini ve o eşinden de 2 çocuğunun daha olduğunu, aleyhine açılmış birçok icra takibi bulunduğunu bu nedenlerle istenen nafaka miktarlarını ödeyecek gücünün olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, müşterek çocuk.için davalı tarafça ödenecek iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 140 TL'ye, müşterek çocuk . için davalı tarafça ödenecek iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400 TL 'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakası artrımı istemine ilişkindir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin 2005 doğumlu müşterek çocuk . için takdir edilen iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir../..-2-2-Davacının, 1999 doğumlu müşterek çocuk Hakan için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden;Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Dosya içeriğinden, tarafların 18.03.2011 tarihinde boşandığı, müşterek çocuk 1999 doğuml. velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacının ev hanımı olduğu, ailesine ait evde yaşadığı, davalının ise emekli olduğu, 850 TL aylık aldığı, 550 TL kirada oturduğu ve yeniden evlendiği anlaşılmıştır.Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık üç yıl süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuk . yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuk .yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazının reddine, temyiz olunan kararın 2.bendde açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.