Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 214 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10698 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin annesi ile davalı olan babasının boşandıklarını, annesiyle birlikte yaşayan müvekkilinin halen.lisesinde eğitimine devam ettiğini, geliri olmayan müvekkiline davalının herhangi bir katkısının olmadığını belirterek, müvekkili lehine aylık 600,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının.isimli işyerinde çeşme ve su tesisatçısı olarak çalışmakta olduğunu ve yardım ve desteğe muhtaç olmadığını, davacının annesinin de maddi durumunun iyi olduğunu, davacının annesinin yeniden evlendiğini ve.lçesinde ikamet ettiğini, davacının ise dedesi ve anneannesi ile birlikte kaldığını, müvekkinin aylık 400,00 TL kirada oturduğunu, davacı dışında müvekkilinin iki çocuğunun daha bulunduğunu ve her ikisinin de okuduğunu, ayrıca müvekkilinin karışmış olduğu bir trafik kazası sonuca açılan dava neticesinde mahkemece 728.557,30 TL tazminata hükmedildiğini, bu miktarın icraya konulması nedeniyle müvekkilinin taksisinin muhafaza altına alındığını, şu anda müvekkilinin işsiz olup hiç bir gelirinin olmadığını, iddiaların aksine müvekkilinin şu anda yardıma muhtaç durumda olduğunu ve eş dostun yardımlarıyla geçindiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı lehine dava tarihi olan 27/07/2015 tarihinden itibaren aylık 100,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesine, davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 100 TL nafakanın, davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. ./.. -2-Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. . olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364)Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Bu bağlamda belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir.Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların baba oğul oldukları, davacının açık liseye ve çıraklık eğitim merkezine devam ettiği, çırak olarak çalıştığı ve haftalık 50 TL geliri bulunduğu, dedesine ait evde dedesi ve ninesi ile kira vermeden oturduğu, davalının ise taksici olup aylık 1000 TL gelir elde ettiği, 400 TL kirada oturduğu, evli olduğu ve davacı dışında iki çocuğu bulunduğu anlaşılmaktadır.Buna göre, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları yardım nafakasının niteliği, davalının gelir durumu, davacının açık liseye ve aynı zamanda çıraklık eğitim merkezine devam ettiği nazara alındığında davacı lehine hükmedilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. Bu itibarla, davacı tarafın temyiz itirazları yerinde görülerek hükmün bozulması gerekmiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının giderleriyle, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.