Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21068 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15173 - Esas Yıl 2015
Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : EREĞLİ(KONYA) 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 21/04/2015NUMARASI : 2014/17-2015/199Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavada; davalı kocanın başka bir kadınla yaşadığı ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği gerekçesiyle, davacı eş yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece; davalı kocanın başka bir kadınla yaşadığının sabit olduğu, bu durumun hoş karşılanamayacağı, ancak davacının, kocasının davalının yıllarca başka bir kadınla yaşamasına itiraz etmediği, bu bağlamada davacının nafaka talebinin TMK'nın 2 ve 3. maddesinde düzenlenen iyiniyet ve dürüstlük ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 1946 doğumlu davacı M... ile 1941 doğumlu M...'nın halen evli olduğu ve müşterek çocuklarının bulunduğu, ancak davacının tek başına yaşadığı ve herhangi bir gelirinin olmadığı, davalının ise 1970 yılından bu yana ölen kardeşinin eşi ile birlikte yaşadığı, bu ilişkiden çocuklarının bulunduğu, emekli olduğu ve düzenli bir gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. TMK'nın 185/3 maddesi gereğince; eşler birlikte yaşamak; birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadır. Evlilik birliğinin korunması ve devamının sağlanması için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. TMK'nın 195.maddesinde, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşlerin ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.Somut olayda; davalı kocanın başka bir kadınla yaşadığı, davacı eşinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği, davacı kadının ayrı yaşamda haklı olduğu, kocasının başka bir kadınla yaşamasına ses çıkarmamasının nafaka talep etme hakkını ortadan kaldırmayacağı açık olup, bu bağlamda, davacı lehine bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemece; davalının, eşlerin birlikte yaşaması kuralını haklı bir gerekçe olmaksızın ihlal ettiği, birlik görevlerini ifa etmediği, müşterek konutu terk ederek başka bir kadınla yaşadığı, bu kadından çocuk sahibi olduğu göz önünde bulundurularak, davacı eşin geçimi için gerekli, davalı kocanın geliri ile orantılı olacak şekilde, davacı lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular değerlendirilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.