Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2103 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20986 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KURTALAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2013NUMARASI : 2009/429-2013/39Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili ve davalı DEDAŞ vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili asıl dava da dilekçesinde; davacıların eşi ve babaları olan K.. H..' nun 01.10.2009 tarihinde çatıda tamirat yaptığı esnada elektrik akımına kapılarak vefat ettiğini, bu olay neticesinde davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla herbir davacı için 1.500 TL olmak üzere toplam 9.000 TL maddi tazminatın davalı DEDAŞ'tan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili birleşen 2010/288 esas sayılı dava dosyasında dava dilekçesinde; aynı sebeplerle asıl davada talep edilmeyen davacılar için toplam destekten yoksun kalma tazminatı olan 257.500,00 TL'nin davalı DEDAŞ ve K.. B..' ndan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 2010/39 esas sayılı dava dosyasında dava dilekçesinde; aynı sebeplerle davacıların uğramış oldukları manevi zararların toplamı olan 950.000,00 TL'nin davalı DEDAŞ' nden tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı DEDAŞ vekili cevap dilekçelerinde; kurumlarına ait enerji nakil hatlarının gerekli tüm bakımlarının zamanında yapıldığını, bu hatların gerekli güvenlik mesafeleri bırakılarak inşa edildiğini, bu hatlara dışarıdan müdahale olmadan zarar görmenin mümkün olmadığını, davacının olayda işçi olarak çalıştığını kendi işvereninin gerekli güvenlik önlemleri almamasından dolayı bu olayın meydana geldiğini dolayısıyla müvekkil kurumun olayda herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, ilçede ENH'la gerekli mesafelerin bırakılmadan yapılaşmaların olduğu, belediyenin de bu kaçak yapılara müsaade ederek kusurunun bulunduğunu, bu sebeplerle açılan davaların reddini talep etmiştir.Davalı K.. B.. dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap dilekçesi vermemiştir.Mahkemece; Davanın kısmen kabulü ile, müteveffa K.. H..'nun eşi Z.. H.. için 154.191,00 TL, oğlu R.. H.. için 7.722,00 TL, oğlu M.. H.. için 7.128,00 TL, oğlu A.. H.. için 11.907,00 TL, kızı A.. H.. için 16.218,00 TL, kızı Ç.. H.. için 20.646,00 TL olmak üzere toplam 217.812,00 TL olarak belirlenen maddi tazminatın olay tarihi olan 01.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Dedaş'tan alınarak davacılara ödenmesine, mütevvefa K.. H..'nun eşi Z.. H.. için 4.000 TL, oğlu R.. H.. için 3.000,00 TL, oğlu M.. H.. için 3.000 TL, oğlu A.. H.. için 3.000,00 TL kızı A.. H.. için 3.000,00 TL, kızı Ç.. H.. için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 19.000,00 TL olarak belirlenen manevi tazminatın olay tarihi olan 01.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Dedaş'tan alınarak davacılara ödenmesine, K.. B..nın dava konusu olaydan doğan sorumluluğunun hizmet kusurundan kaynaklandığı, bu sebeple görevli mahkemenin idari mahkemeler olduğu açılan davanın yargı yolu caiz olmadığından HMK 114/1-b md gereğince usulden reddine karar verilmiş, hüküm davalı Dedaş vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyası Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk mahkemesine gönderilerek olayla ilgili kusur durumları için bilirkişi raporu aldırılmıştır. Alınan raporda, bina maliki Hüseyin Sezgin'in %40 oranında, müttevefa K.. H..'nun %25 oranında, davalı DEDAŞ'nin %25 oranında, Kurtalan Belediyesi'nin %10 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Kusur oranlarına ilişkin gerekli inceleme yaptırıldıktan sonra dava dosyası tazminat miktarlarının hesaplanması için Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda, davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı toplam miktarı 217.812,00 TL olarak hesaplanmıştır.Dava konusu olay ile ilgili soruşturma başlatılmış, soruşturma sonucunda davalı DEDAŞ yetkilileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, bina maliki hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan ceza davası açılmış, sanığın olayda kusuru bulunmadığından CMK 223/2-c maddesi gereğince beraat kararı verilmiş, temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 12.Ceza Dairesince söz konusu karar bozulduğu, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.Ceza dosyasında, kusur durumu ile ilgili birbiri ile çelişkili raporlar alınmış, sonuç olarak bina sahibi hakkında dava açılmıştır. Sanık hakkında verilen beraat kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesi bozma ilamında 22.04.2010 tarihli bilirkişi raporu ile kendilerine kusur izafe edilen Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. yetkilileri sorumluları hakkında zamanaşımı süresi içerisinde Kurtalan Cumhuriyet Başsavcılığınca gereğinin takdir ve ifasının mümkün görüldüğü belirtilmiştir. Şu durumda; davanın esasını oluşturan maddi olgularla ilgili, taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı açılan ceza davası görülmekte olan davanın sonucunun, eldeki hukuk davası için bekletici sorun yapılması gerektiği açıktır (818 sayılı BK. md. 53, 6098 sayılı TBK. md. 74).Hal böyle olunca, mahkemece, ceza mahkemesinde saptanan maddi olguların hukuk hâkimini bağlayacağı düşünülerek, ceza davasının sonuçlanmasının bekletici sorun yapılması; o davada belirlenen maddi olgularla dava konusu uyuşmazlıkta yer alan unsurlar karşılaştırılmak suretiyle tarafların kusur oranlarının belirlenmesi açısından uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.