Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2103 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 454 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma sırasında yoksulluk nafakası talep etmediklerini beyan ederek 250 TL. yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin, 24.11.2011 tarih, 2011 / 13649 E., 2011/ 18800 K. sayılı kararı ile, ve "TMK.nun 175.maddesinde; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla diğer taraftan nafaka isteyebileceği düzenlenmiştir. HUMK.nun 91 ve devamı maddelerine göre de; feragat, iki taraftan birinin netice-i talebinden vazgeçmesidir. Bu vazgeçme beyanı dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir. Duruşmada sözlü olarak ifade edilen feragat, tarafların huzurunda okunup imzalatılır (HUMK.mad.151/son). Somut olayda; tarafların boşanmasına ilişkin ... 7. Aile Mahkemesinin 2008/837 E. 2008/906 K. Sayılı dava dosyasında yoksulluk nafakası isteminden açıkça vazgeçildiği yönünde bir dilekçe veya tutanağa aktarılmış usulüne uygun feragat bulunmamaktadır. Ayrıca boşanma hükmüne esas alınan protokolün 5. maddesinde "..taraflar birbirlerinden herhangi bir nafaka ve tazminat talepleri bulunmamaktadır." yönünde düzenleme yapıldığı ancak yoksulluk nafakası isteminden vazgeçildiği yönünde bir açıklık bulunmamaktadır. Buna göre deliller toplanıp yoksulluk nafakası miktarı belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkeme tarafından, bozma kararına uyulmuş, yapılan yargılama neticesinde, "tarafların mali durumları incelenerek davacının boşanmakla yoksulluğa düşmediği" kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, bozma kararına uyulmasına karar veren mahkeme, bunun üzerine bozma kararı gereğince yargılamaya devam eder. Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermekle yükümlüdür. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak (usuli kazanılmış hak) doğmuştur. Bu itibarla, mahkemenin sonraki hükmünün bozma kararında gösterilen esaslara aykırı bulunması bozma nedenidir.Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, deliller toplanıp yoksulluk nafakası miktarı belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.