MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı; dava dışı annesi ile davalı babasının boşandıklarını, velayetinin anneye bırakıldığını, davalı babanın iştirak nafakası ödemesine hükmedildiğini, mahkeme kararı ile hükmedilen iştirak nafakasının en son 05/03/2014 tarihinden itibaren aylık 600TL'ye çıkartılmasına karar verildiğini, ancak davacının 11/11/1997 doğumlu olup 11/11/2015 tarihinde reşit olduğunukazandığını, okulununolması ve yurtta kalması nedeniyle ihtiyaçlarının kat kat fazlalaştığını ileri sürerek davalıdan aylık 1.500TL yardım nafakasının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı özetle; kendisinin emekli aylığından başka bir geliri bulunmadığını, yardım miktarının anne babanın ortak karşılamasının kanun emri olduğu halde sadece kendisinin üzerinde bırakılmasının hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek nafakanın bir önceki mahkememe kararına uygun artırılarak halen kesintisiz ödediği aylık 705,00TL'nin yeterli görülüp yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacı yararına TMK'nun 328/2 maddesi uyarınca dava tarihi olan 04/01/2016 tarihinden başlayacak şekilde aylık 705,00TL nafaka takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.TMK'nun 328/2 ve 364/1. maddelerine göre; şayet çocuk reşit olduğu halde eğitimine devam ediyorsa eğitimi sona erinceye kadar ana ve babanın bakım borcu devam eder. Bu durumda çocuk ana ve babaya karşı yardım nafakası davası açabilir. ./.. -2-Somut olayda; davacının dava tarihinde 19 yaşında olup, hazırlık sınıfında okuduğu, davalının ise emekli öğretim görevlisi olup aylık 2.100TL emekli maaşının olduğu, bunun yanında 2015 yılında isimli bir şirket kurduğu ve kendisine ait evde oturduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece; davalının gelir-gideri ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının ihtiyaçları ile orantısız şekilde düşük nafakaya hükmedilmiştir.O halde mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, özellikle davacının ihtiyaçları, nafakanın niteliği ve ekonomik göstergelerdeki değişim ile TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.