Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20931 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13905 - Esas Yıl 2015





T.C.YARGITAY3. HUKUK DAİRESİBAŞKANLIĞIESAS NO : 2015/13905 KARAR NO : 2015/20931 Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ÜNYE 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 23/09/2014NUMARASI : 2014/94-2014/395DAVACI : Z.. K.. VEK. Av. K.. R.. DAVALI : N.. K.. VEK.Av. A.. Ç..Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; boşanma ile velayetleri davacıya bırakılan müşterek çocuklar için aylık 100' er TL iştirak nafakasının ve davacı kadın için aylık 150 TL yoksulluk nafakasının, aradan geçen sürede yetersiz kaldığını belirterek, iştirak nafakasının 300'er TL, yoksulluk nafakasının 450 TL' ye artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 4 yıldır, okul aile birliği adına okul kantini işlettiğini, davacının sürekli geliri bulunduğunu, davalının ekonomik olarak zor durumda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; boşanmadan sonra davacının sigortalı olarak çalışmaya başladığı, ekonomik durumunda iyileşme olduğu, tarafların ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gereğince davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının artırımı isteminin reddine, iştirak nafakasının 175'er TL'ye artırımına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımına ilişkindir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin, sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 09.12.2010 tarihli karar ile boşandıkları, kararın 12.05.2011 tarihinde kesinleştiği, bu davanın 10.03.2014 tarihinde açıldığı, 1999 doğumlu Cansu ile 2001 doğumlu Ümit' in velayetlerinin, boşanmayla davacıya bırakıldığı, müşterek çocuk Cansu' nun 9.sınıf , Ümit' in ise 7. sınıfa devam ettiği, davacının ise 33 yaşında, ortaokul mezunu, okul kantini işletmesinde asgari ücretli olarak çalıştığı, 250 TL kira gideri olduğu; davalının ise 34 yaşında olup okul kantini çalıştırdığı, gelirden okul payı olarak 1.500 TL ödediği, yanında 1 sigortalı işçi çalıştırdığı, 300 TL kira gideri olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca; aradan geçen süre, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın ekonomik durumu ve ödeme koşulları, dikkate alındığında TMK 4.maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde nafakanın artırımına gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde az miktarda iştirak nafakası takdiri isabetli olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.