Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20897 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12220 - Esas Yıl 2015





Davacı ... Akçeli ile davalı ... aralarındaki nafaka davasına dair ... Aile Mahkemesinden verilen 24/09/2013 günlü ve 2012/941 E. -2013/746 K. sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 18/12/2014 günlü ve 2014/8409 E. - 2014/16818 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada; ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir,Dairemizin 18.12.2014 tarihli 2014/8409 Esas- 2014/16818 Karar sayılı ilamı ile, Gerekçeli karar ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalı vekiline 24.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin temyiz dilekçesini yasal onbeş günlük süre geçtikten sonra 05.03.2014 tarihinde verdiği anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine , davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; ".... mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tedbir nafakasının niteliği, davalının tespit edilen gelir durumu, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiği ilkesi nazara alınarak, davacı tarafın geçimi için gerekli, davalının geliriyle orantılı olacak şekilde daha yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, daha yüksek oranda nafaka takdiri için hükmün bozulmasına karar verilmiş, bu karara karşı da davalı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.Dosyanın incelenmesinden, gerekçeli karar ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalı vekiline 24.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin temyiz dilekçesini yasal onbeş günlük süre içerisinde 07.01.2014 tarihinde sunduğu görülmüştür. Ne var ki temyiz incelemesi sırasında; davalı vekilinin temyiz dilekçesini 05.03.2014 tarihinde verdiği gerekçesi ile temyiz dilekçesinin sehven süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Bu nedenle, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilerek, dairemizin 18.12.2014 tarihli 2014/8409 Esas- 2014/16818 Karar sayılı kararının kaldırılarak taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine karar verildi.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Dava; tedbir nafakası istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; aylık 1.000,00 TL nafakanın davacının geçinmesi için yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. (TMK m.195)Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. (TMK m.197) Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu vardır. Eşler, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar. (TMK m.183/6)Tedbir nafakasına ilişkin davalarda nafaka miktarı tayin edilirken, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiği gözetilmelidir.Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 2007 yılında evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığı, davalının, davacıyı müşterek haneden kovduğu, davacının müşterek haneden ayrılarak kardeşinin yanına yerleştiği, davalının 15.04.2013 tarihinde davacı aleyhine boşanma davası açtığı, 1973 doğumlu davacının işşiz olduğu, her hangi bir gelirinin olmadığı, 1953 doğumlu davalının emekli olduğu, ... ve ilçelerinde çok sayıda tarlası, arsası ve evinin bulunduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tedbir nafakasının niteliği, davalının tespit edilen gelir durumu, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiği ilkesi nazara alınarak, davacı tarafın geçimi için gerekli, davalının geliriyle orantılı olacak şekilde daha yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, daha yüksek oranda nafaka takdiri için hükmün bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.