Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20887 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12541 - Esas Yıl 2015





T.C.YARGITAY3. HUKUK DAİRESİBAŞKANLIĞIY A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ANTALYA 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2014NUMARASI : 2013/361-2014/805Taraflar arasındaki tapu iptal-tescil olmazsa alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirketten 03.09.2010 tarihli harici sözleşme ile bir adet bağımsız bölümü 47.000 GBP bedelle satın aldığını, satış bedelini ödediğini, ödeme yapıldıktan sonra davalının davacı müvekkiline dairenin anahtarını teslim ettiğini, taraflar arasında 10.05.2012 tarihli ek sözleşme ile dairenin tapusunun en geç 30.06.2012 tarihine kadar devir edileceği kararlaştırılmış olmasına rağmen tapunun müvekkiline bu güne kadar devir edilmediğini iddia ederek davaya konu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tescilini olmaz ise davacının ödemiş olduğu 42.000 GBP karşılığı 134.341 TL ve sözleşmede cezai şart olarak belirlenen 10.000 GBP karşılığı 31.986 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğunu, satıcının davalı şirket olduğunu, ancak sözleşmeyi temsile yetkili kişi olarak T.. Ç.. adlı kişinin imzaladığını, ancak sözleşme tarihinde T.. Ç.. davalı şirketin yetkili temsilcisi olmadığını, davalı şirketin bu sözleşmeden haberinin olmadığını, ödendiği bildirilen satış bedelininde davalıya ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda; davacının, esas yönüyle geçersiz olan sözleşmeye istinaden davalı şirkete isabet eden B Blok 7 no.lu bağımsız bölümü satın aldığı ve satış bedelini geçersiz bile olsa sözleşmeye istinaden yaptığı ancak ödemenin davalı şirkete değil müteahhit şirketin hesabına havale edildiği, bu nedenle sebepsiz zenginleşmenin davalı şirket değil dava dışı müteahhit şirket olduğu gerekçesi ile davacının sübut bulmayan ve husumeti bulunmayan davalıya yönelik davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet ; bir ücret veya menfaat karsılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.Somut olayda davalı şirket 8860 ada 4 parsel sayılı arsanın maliki olup, dava dışı Valter Çırak Emlak Tur. Sey ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti ile aralarında imzaladıkları 30.05.2008 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Mukavelesi ile söz konusu arsa üzerinde inşaa edilen binada kendisine düşen B/7 no.lu bağımsız bölümü aralarında imzaladıkları harici sözleşme ile davacıya satmış olup, davacının 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; dava tarihine (18.09.2013) göre uyuşmazlığın çözümü Asliye Hukuk Mahkemeleri görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda, kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.