Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2085 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18070 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SARIKAMIŞ ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 28/12/2012NUMARASI : 2011/34-2012/231 Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı tarafından dayısının evine bırakıldığını, boşanma davalarının devam ettiğini, ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ve davacıya iade edilmediğini ileri sürerek, 15 çeyrek altın, 2 yüzük, 2 bilezik, 1 çift küpenin aynen teslimini, aynen iade mümkün olmazsa bedeli olan 8.000,00 TL'nin davacıya iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkilinden ayrılırken bütün eşya ve takılarını yanında götürdüğünü belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 15 çeyrek altın, 2 adet 18 ayar yüzük, 2 bilezik ve 18 ayar bir çift küpenin davalıdan aynen alınarak davacıya teslimine, ziynet eşyalarının aynen teslimi, mümkün olmadığı takdirde 5.200,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 1-Mahkemece hükme esas alınan 17.02.2012 tarihli Bilirki Raporu ile, dava tarihi olan 28.10.2009 tarihi itibariyle, 15 adet çeyrek altının, 2 adet 18 ayar yüzüğün, 1 adet 18 ayar küpenin, bir çift Erzurum kaşlı burma bileziğin değerleri tespit edilmiştir. Ancak, değer tespiti yapılırken ziynetlerin yaklaşık kaç gr olduğu belirtilmemiştir. Bu nedenle, hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamış olup, mahkemece yeniden rapor alınarak hüküm kurulması gerekli görülmüştür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Mahkemece ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek) olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Ayrıca, davacı dava dilekçesinde faiz talep etmemesine rağmen, mahkemece dava tarihinden itibaren davalı aleyhine yasal faize hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.