MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 32.414 TL ecrimisilin yasal faizi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının taşınmazda pay sahibi olduğunu, bu taşınmaz üzerinde kurulu bulunan petrol istasyonunun davalı tarafından haksız şekilde kullanıldığını beyan ederek, davacının payı karşılığı 32.414 TL. ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, işgalci olmadığını, taşınmazı kira sözleşmesine dayanarak kullandığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, dosyada mevcut ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda “dava konusu yerde petrol tesisi ve arsanın ayrı ayrı düşünülemeyeceğinden birlikte dava tarihi itibariyle aylık kiranın 2000 TL. olabileceği, 24 aylık talebe göre de, ecrimisil tutarının 48000 TL. olabileceği “belirtilmiştir. Ecrimisil, iyi niyetli zilyedin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur.İlke olarak kira gelirinin hesabında ise, taşınmazın dava konusu dönemde mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parasının somut emsallerin de değerlendirilmesi suretiyle belirlenmesi gerekir. Şu halde mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak, emsal araştırması yapılmalı, arsa vasfı itibariyle taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde boş arazi olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.