Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2083 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23228 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ .. Dava dilekçesinde şimdilik 400 TL maddi, 2000 TL kazanç kaybı ve 5000 TL manevi tazminatın yasal faizi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, 25.07.2006 tarihinde .... adliyesinde görülecek olan duruşmaya gitmek üzere... iskelesinden ...'ne vapurla geçmek üzere vapura doğru giderken iskele üzerinde bulunan su mazgalının üzeri kapatılmayıp açık bırakıldığından sağ ayağının içine girerek kırılma derecesinde hasar gördüğünü, olay gününden itibaren yaklaşık 1 yıl kadar çeşitli hastanelerde muayene olmasına rağmen tam olarak iyileşemediğini, ayağında araz kaldığını, bürosunu yeni açan bir avukat olarak büyük oranda kazanç kaybının bulunduğunu, uzun süre atel ve değnek yardımıyla topallayarak yürüdüğünü ve insanların sürekli ayağındaki aksama yüzünden kendisine bakmasından ve mesleği gereği hakkındaki söylentilerden büyük üzüntü duyduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400 YTL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte, raporlu olduğu süreler zarfında hiç çalışamamasından ötürü uğradığı kazanç kaybı ile sonrasında iş performansında oluşan güç kaybı sebebiyle uğradığı kazanç kaybı için, şimdilik 2.000 YTL ve maruz kaldığı haksız fiil nedeniyle içine düştüğü büyük üzüntü ve ızdırap sebebiyle 5.000 YTL manevi tazminatın yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazanın oluşumuna davacının kendi kusuru ve dikkatsizliğinin sebebiyet verdiğini, yağmur sularının tahliyesi için yapılan su mazgallarının işlevleri gereği üzerinin tamamen kapatılamayacağını, kaza sonrasında davalı şirket yetkililerinin davacı ile ilgilenerek ona ilk müdahaleyi yaptıklarını, ayrıca kanalizasyon işlerinin.....'nin sorumluluğunda bulunduğunu, haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece,davanın kabulü ile, 11.185,21 TL kazanç kaybı, 163.082,97 TL maluliyet tazminatı, 400 TL taleple bağlı kalınarak yol ve tedavi gideri olmak üzere toplam 174.668,18 TL ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, maddi tazminatın 400 TL'si için olay tarihi olan 25.07.2006 tarihinden, diğer talepler için dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Dosyada mevcut 23.06.2010 tarihli ... Raporunun incelenmesinden, “Davacının meslek grup numarasına göre bağlı olduğu E cetveline göre % 13 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, davacının % 13 oranındaki maluliyet oranının sürekli olduğu, hastanelerde tedavilerinin devam ettiği, iyileşme süresinin 25.07.2006 (olay tarihi) tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında % 100 malül sayılması gerektiği" bildirilmiştir.Bu malüliyet durumu esas alınarak da, avukat bilirkişi tarafından, maddi tazminat tutarı hesap edilmiştir.Öyle ise mahkemece, ... Raporunda, davacının iyileşme sürecinin 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş bulunduğundan, olay tarihinden itibaren 6 ay sonraki kesin iş ve güçten kalma süresi ile, malüluyet durum ve süresinin belirlenmesinden sonra, işin uzmanı bilirkişi heyetinden maddi tazminat tutarına ilişkin olarak rapor alınıp, bu raporun sonucuna göre maddi tazminat konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile fahiş oranda maddi tazminata karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir. Hakim, kendisinin sahip bulunmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, bir bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.Somut olayda, hükme esas alınan ve maddi tazminat tutarını belirleyen rapor, avukat bilirkişi tarafından verilmiştir. Ancak, yukarıda da belirtildiği üzere, avukat bilirkişi bu konuda uzman ve ehil bulunmadığından, bu kişinin verdiği rapor esas alınarak, hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Kabule göre ise, haksız fiil nedeniyle oluşan zararın kapsamı belirlenirken, tarafların zararın oluşumundaki etki durumu tartışılmalı müterafik kusurun varlığı halinde kusur durumuna uygun indirim yapılmalıdır.O halde, mahkemece, davacının somut olaydaki müterafik kusuru da araştırılıp, bulunması halinde, tazminat tutarından uygun bir indirim yapılması gerekirken, bu hususun dikkate alınmaması da doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.