MAHKEMESİ : SİNCAN 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2012/100-2013/441Taraflar arasında görülen manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı-karşı davalı vekili, tarafların sekiz yıllık arkadaşlık sonunda 2011 yılında nişanlandıklarını, tarafların nişan sonrasında evlilik için hazırlıklara başladıklarını, bu nedenle ev kiraladıklarını, düğün davetiyesi bastırdıklarını, gelinlik aldıklarını, mobilyalar alındığını, mobilyaların eve yerleştirilmesi için ailelerin de olduğu sırada taraflar arasında tartışma çıktığını, davalının müvekkilini ve ailesini evden kovduğunu, davalının nişanı haklı bir neden olmaksızın bozduğunu ileri sürerek, nişanı bozan davalıya verilen altın takıların değeri olan 11.664,00 TL ve 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 21.654,00 TL'nin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili, nişanın bozulması olayında kusurlu tarafın davacı, ablaları ve ailesinin olduğunu, düğün hazırlıklarını müvekkilinin üzerine yıktıklarını, düğün hazırlıkları için müvekkilinin de yüklüce masraf yaptığını, nişanın bozulmasında müvekkilinin izafe edilecek bir kusurun bulanmaması nedeniyle mesnetsiz açılan davanın reddine, karşı davanın kabulü ile müvekkilinin uğradığı maddi kayıpların giderilmesi açısından 17.552,25 TL, 500,00 $'nin ve manevi zararlarının giderilmesi açısından 12.500,00 TL'nin davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, tarafların manevi tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine, tarafların manevi tazminat talepleri harici kalan maddi tazminat taleplerinin tefriki ile ayrı bir dosya halinde yargılamasının devamına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, her iki taraf vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Uyuşmazlık, nişanın bozulması nedeniyle birlikte talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinden maddi tazminata ilişkin talebin mahkemece tefriki ve ayrı dosya üzerinden yargılamasının devamının gerekli olup olmadığı hususundadır.Türk Medeni Kanunun 122.maddesine göre, nişanlılık evlenme dışındaki bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre, ziynet eşyaları mutad dışı hediyelerdendir. Nişan hediyelerinin iadesine karar verilebilmesi için kusur şartı aranmaz.Somut olayda, her iki taraf da nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece, maddi tazminat talebine ilişkin bütün delillerin toplanmış olduğu, bilirkişi raporlarının alınmış olduğu, tarafların manevi tazminat talepleri hakkında hüküm kurulduğu, maddi tazminat taleplerinin tefrik edilerek ayrı bir dosya üzerinden yargılamaya devam edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nun 167. madde hükmüne göre; “ Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.” düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, toplanan deliller doğrultusunda davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Her ne kadar HMK'nun 168.maddesinde, ilk derece mahkemelerince verilen ayırma kararlarının tek başına Yargıtay'da bozma sebebi teşkil etmeyeceği belirtilmiş ise de, bütün delillerin toplandığı ve maddi tazminat açısından da dosyanın karar verilebilecek aşamaya geldiği ve bu aşamadan sonra, maddi tazminat talebinin tefrik edildiği, HMK'nun 167. maddesi gereğince tefrik kararını gerektirecek yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesine engel bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece yapılan tefrik usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Mahkemece, işin esasına girilerek, tarafların toplanan delilleri doğrultusunda davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi usul ekonomisine uygun düşecektir. Tarafların maddi tazminat talepleri hakkında da bir hüküm verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.