Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2076 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17788 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : AKHİSAR 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2012/432-2013/271 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, tarafların ayrıldığını, davalının evinde müvekkiline ait 22 ayar 6 adet kalın bilezik ile 7 adet Cumhuriyet altını kaldığını ileri sürerek, müvekkiline düğünde takılan 6 adet kalın bilezik ile 7 adet Cumhuriyet altınının aynen teslimine, mümkün olmadığı takdirde tespit edilecek değerinin 01/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu altınların davacıda olduğunu, davacının evden ayrılırken yanında götürdüğünü, müvekkilinde kalan herhangi bir altın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 19.155,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu miktarın 10.000,00 TL'si için dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi doğru değildir. Mahkemece; ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek) olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, sadece bedele ilişkin hüküm kurularak davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilerek ve ayrıca HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.