MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesi ile; 19/09/2013 tarihinde davalı adına kayıtlı posta çeki hesabına 3. kişi tarafından 2.900 TL yatırılmasına rağmen bu miktarın posta çeki hesabına mükerrer geçtiğini, yapılan kontrol işlemlerinde 2.900 TL kasa noksanı olduğunun tespit edildiğini,davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek 2.900,00 TL sinin 19/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına vekalet üreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesi ile; arkadaşı ...'dan borç para istediğini,postahaneden kendisine 5.800 TL ödeme yapıldığını,ancak bu ödemenin 2.900 TL sinin davacı tarafından yanlışlıkla mı ödendiğini yoksa ... tarafından mı gönderildiğini bilmediğini,mahkemenin sonucuda verilecek karara göre 2.900 TL yi davacıya veya ...'a ödemeyi kabul ettiğini belirtmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile; 2.900 TL alacağın 19/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davalının kabule ilişkin beyanı,iyiniyetli hareket etmiş olması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet vermediği belirtilerek,davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin HMK 312/2 maddesi gereğince kendi üzerinde bırakılmasına,davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK'nun 312/2.maddesinde davanın açılmasına kendi hal ve davranışı ile sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş olan davalının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmeyeceği belirtilmiş,HMK 'nun 309/4. maddesinde ise kabulün kayıtsız ve şartsız olması gerektiği belirtilmiştir.Somut olayda davalının beyanı şarta bağlı olduğundan kabul niteliğinde bulunmadığı dikkate alınarak davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekirken aksi düşünce ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.