Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2062 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3993 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesi ile; tarafların ortak murisi olan ...'ın .... Noterliğinde 03.04.1974 tarihinde 1143 yevmiye no.su ile düzenlemiş olduğu vasiyetname ile adına kayıtlı gayrımenkullerinin mirasçılar arasında vasiyetnamede açıklandığı şekilde intikalini istediğini belirterek, vasiyetnameye uygun olarak belirtilen gayrimenkullerin davacılar adına hisseleri oranında tescili başka bir deyişle vasiyetnamenin tenfizi talep ve dava edilmiştir.Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece; somut olayda, sulh hukuk hakimi her ne kadar vasiyetnamenin açılmasına karar vermiş ise de, dosyada murise ait veraset belgesi bulunmadığı gibi tüm mirasçılara TMK hükümleri gereğince tebligat yapılmadığı, diğer taraftan vasiyetnamenin açılması davasında tüm mirasçılar davaya dahil edilmediği ve taraf teşkili sağlanmadığı, tüm bu nedenlerle tenfizi istenilen vasiyetnamenin usulünce açılmadığı, usulünce açılmayan vasiyetnamenin tenfizinin de istenilemeyeceği gerekçesi ile davanın usulen reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Somut olayda; ... tarafından noterde düzenlenen 03.04.1974 tarih 1143 yevmiye no.lu vasiyetnameye ilişkin, .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1981/3E-1981/6K sayılı vasiyetnamenin açılması dosyasında mahkemece davanın kabulüne vasiyetnamenin açıldığına karar verilmiş ise de gerekçeli kararın tüm mirasçılara tebliğ edilmediği, bu açıdan dava tarihinde ilgili dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dosya içine konulmalıdır. Bunun dışında, vasiyetnamenin iptali davası açılması halinde sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bu davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan bir yıllık iptal davası açma süresi (TMK.md.559) ve açılmış dava varsa sonucu beklenmeden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.O halde mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının ve varsa taraflar arasında açılmış olan vasiyetnamenin iptaline ilişkin davaların kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve vasiyetnamenin usulünce açılmadığı gerekçesi ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.