Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20563 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12282 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesinde; davacının, davalıya ait olduğu sonradan tespit edilen 101 Ada, 39 parselde bulunan taşınmaz üzerine dava dışı belediye ile yaptığı kira sözleşmesine güvenerek yaptığı tüm muhdesatların davacı uhdesinde kaldığını, 2012/38 D. İş dosyasında bilirkişiler tarafından tespit edilen ve davalı uhdesinde kalan, tespiti yapılan tüm muhdesat bedelinin bilirkişiler tarafından belirlenerek davacıya verilmesini, ayrıca 11 aylık kira bedeli ile iş yerinin kapatılması nedeniyle uğradığı zararların bilirkişi tarafından hesaplanacak bedelleri karşılığı tahkikat sonunda, maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 1000 TL maddi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; miktarı ve değeri belirlenebilir alacak için belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığı, zamanaşımı ve husumet nedeniyle davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacının, eldeki davayı açmadan önce dava konusu alacağın tespiti için Sulh Hukuk Mahkemesinde tespit isteyerek alacağın tamamı değilse bile bir kısmını belirleyebilme imkanı bulunduğu, bu aşamada kısmi eda davası açması gerekirken, belirsiz alacak davası açmış olduğu, bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçe gösterilerek, HMK'nun 114/h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.6100 sayılı HMK'nun 107/1.maddesinde; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirlemek suretiyle belirsiz alacak davası açılabilir” hükmü bulunmaktadır.Somut olayda; davacının alacak talepleri belirlenebilir niteliktedir. Hal böyle olunca, somut olay bakımından; belirsiz alacak davası açılamayacağı yönündeki yerel mahkeme gerekçesinde isabetsizlik yok ise de; dava ve usul ekonomisi bakımından 6100 sayılı HMK'nun 115/2.maddesi de dikkate alınarak, davacıya talep miktarını tam dava olarak açıklayıp harcı tamamlaması konusunda kesin süre verilip, sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, bu yönler gözetilmeksizin davanın doğrudan usulden reddi isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.