Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/05/2014NUMARASI : 2011/387-2014/325Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin ... abone numarası ile davalı şirketin tarımsal sulama abonesi olduğunu, Ö.... ve A... Ş... M.... tarafından düzenlenen rapora dayanılarak kaçak elektrik kullanıldığından bahisle müvekkiline kaçak ve kaçak ek bedeli tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin sayaca herhangi bir müdahalesinin olmadığını, kaçak elektrik kullanılmadığını ileri sürerek; müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamına göre; davacının davaya konu yeri dava dışı M.... K... isimli kişiye kiraladığı, kaçak elektriğin kiracı olan bu kişi tarafından kullanıldığı, davacı abonenin üçüncü kişi tarafından kullanılan elektrik bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Somut olayda, elektrik kullanımdan dolayı fiilen kullanan dava dışı kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak bu sorumluluk davacı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Fiilen elektrik kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kullanıma sebebiyet veren abone olan davacının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.