Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20493 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 18022 - Esas Yıl 2010
Dava dilekçesinde 4.183.14 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın görev nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı Belediye vekili dava dilekçesinde, davalılardan H.H....'in 2004-2009 yıllarında belediye başkanı olarak çalıştığı dönemde öğrenim durumu ve şartları oluşmadığı halde diğer davalı H....'ı Zabıta Müdürlüğüne vekaleten atadığını, bu nedenle haksız yere 4.183.14 TL vekalet aylığı ödendiğini belirterek, ödenen 4.183.14 TL'nın davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar cevap dilekçelerinde davada idari yargının görevli olduğunu beyan etmişlerdir.Mahkemece; dava konusu alacağın kamu alacağı niteliğinde olduğunu ve hesaplanmasının idari bir işlemi gerektirdiğini ve bu nedenle idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2.maddesinde idari dava türleri açıklanmıştır. Buna göre; a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.İdari davalardan olan iptal ve tam yargı davalarında davalı daima idaredir. Bir başka deyişle, İdari Yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, diğer dava koşullarının yanısıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmektedir. İdari yargı yerinde, kamu görevlileri de olsa, gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.Davada, davacı idare tarafından davalı gerçek kişiler aleyhine haksız yere ödenen vekalet aylığı bedelinin tahsili talep edilmektedir.Davanın bu niteliği gereği BK.nun 61-66.maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme kurallarına göre mahkemece inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre davanın esası hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.