Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2048 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9176 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 13.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2011/459-2013/510Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçeleri ile; müvekkillerinin murisi A. B. B. 'nin 01.10.1993 tarihli el yazılı bir vasiyetname hazırladığını, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davada kendilerine iptal davası açmak için süre verildiğini, bu vasiyetname ile mirasçılarından M.. T.. ve H. T. 'ı verasetinden mahrum ettiğini belirterek tüm mallarını davalılara bıraktığını, oysa vasiyetnamenin el yazılı vasiyetname şartlarını taşımadığı, murisin imzasının olmadığını, murisin asıl arzusunun ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak olduğunu, murisin başka mirasçısı olmadığını düşündüğünü, vasiyete konu taşınmazlardan birini daha sonra bir yeğenine sattığını iddia ederek vasiyetnamenin iptalini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili dilekçeleri ile; vasiyetnamenin tüm şartları taşıdığını, murisin imzasını ismini yazarak attığını, murisin amacının vasiyetnamenin amacını açıklamak olduğu yoksa ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmak olmadığını, mirasçıların aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için mirasçılıktan çıkarıldıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacılar vasiyetnamenin şekil şartına uygun olmadığını iddia etmişlerse de, murisin imzasını adı ve soyadını yazmak şeklinde attığının anlaşıldığı, diğer iddiaların da ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Somut olayda; muris A. B. B. 'ye ait 10.01.1993 tarihli el yazılı vasiyetnamenin, İstanbul 13.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 18.06.2013 tarihli ilamıyla açılmış sayılmasına karar verildiği, gerekçeli kararın henüz taraflara tebliğ edilmediği, vasiyetnamenin açılması dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.Bu bağlamda mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtildikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, vasiyetnamenin açılması dosyasının derdest olduğu gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre; davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının inceleme şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.