MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/05/2014NUMARASI : 2009/55-2014/198Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının, K........ Mahallesi 3...... ada, ..... parselde k... K... T... S...., No.11'de bulunan bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin kredi almak için bankaya başvurduğunu, ancak davalının müvekkili ile anlaştıkları daireyi değil başka bir daireyi satmak istemesi üzerine bankaya kredi başvurusunun son anda iptal edildiğini, bu nedenle taşınmazın alınamadığını, evin satışı konusunda davalı ile anlaştıktan ve kredi için başvuru yaptıktan sonra davacının evde tadilatlar yaptırdığını, yapılan tadilatlar ile ilgili Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/3 Değişik İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 27.110 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalıya ilanen tebligat yapılmış, davalı yargılamaya katılmamıştır.Mahkemece; davacının, kiracı olarak oturduğu daireyi satın almak için davalı ile sözlü olarak anlaşmaya vardığı ve kapora verdiği, daireyi satın aldığı düşüncesi ile değerini artırıcı bir çok tadilat yaptığı, tadilatlar nedeniyle dava konusu yerin değerinin arttığı, davacının iyi niyetli olduğu, bu nedenle de yapılan masrafların tamamını isteme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 27.110 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu tadilatların yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır.Davacının daireye yaptığı faydalı ve zaruri giderleri sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalının mal varlığına geçmiş olması başka bir deyişle dava konusu mecuru tahliye etmiş olması gerekir. Davacının tadilat yaptığı meskeni dava tarihi itibariyle kullandığı anlaşıldığına göre, dava tarihi itibariyle henüz dava hakkı doğmadığı gibi, dava açıldıktan sonra da davacının zilyetliğinin devam edegeldiği anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yazılı düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Bozma sebebine göre şimdilik diğer temyiz sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.